MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : 5237 sayılı TCK’nın 158/1-f-son, 62, 53 ve 204/1, 62, 53 maddeleri gereğince mahkumiyetSanık hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından verilen mahkumiyete ilişkin hükümler sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Sanığın suça konu tamamen sahte olarak üretilmiş 6000 TL bedelli çeki arkasını ciro ederek temyiz dışı sanık ...’ya verdiği, onun çeki bankaya ibrazında sahte olduğunun anlaşıldığı, sanığın bu şekilde üzerine atılı suçları işlediğinin iddia edildiği olayda,1-Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde,Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,2-Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde,Suça konu çekin sanık ... tarafından beraat eden sanık ...'a hatır çeki olarak verilip bilahare ... tarafından bahsi geçen şubeye ibraz edildiğinde çekin herhangi bir hesaba ait olmadığının anlaşılması nedeniyle işlem yapılmadığı ve bu halde bankaya yönelik dolandırıcılık eyleminin kandırıcılık ögesine haiz olmadığı gibi sanık ... 'nın adı geçen bankaya yönelik doğrudan bir eylemi de bulunmayıp ayrıca ... ile birlikte hareket ettiklerinin de kabul edilmediği anlaşılan olaylarda, dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetildiğinde sanık ... hakkında atılı bu suçtan beraat kararı verilmesi yerine yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması, Kabule göre de ; a) Sanığın üzerine atılı ve sübuta konu dolandırıcılık eylemi nedeniyle menfaat temin edemediği ve bu halde dolandırıcılık suçunun teşebbüs aşamasında kaldığı gözetilmeden yazılı şekilde tamamlanmış suç hükümleri uyarınca cezalandırılması,b) Suça konu belgenin sanık ... tarafından hakkında beraat kararı verilen ...'a borç olarak 30.06.2005 tarihinde verildiği ve bu sebeple suç tarihinin bu tarih olacağı ve 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK.nun 158/1-f maddesinde tanımlanan suça öngörülen hapis cezasının alt sınırının iki yıl olduğu cihetle; 08.07.2005 gün ve 25869 sayılı RG'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 29.06.2005 gün ve 5377 sayılı Kanunun 19.maddesi ile anılan maddenin 1.fıkrasına eklenen "ek cümle" ile cezanın alt sınırının üç yıla çıkarılmasına ve adli para cezasının tayinine ilişkin yeni yasal düzenlemenin sanık aleyhine uygulanamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,c) Nitelikli dolandırıcılık suçuna ilişkin olarak; adli para cezası belirlenirken tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52.maddesi uyarınca,20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması suretiyle tespit edilmesi gerektiği gözetilmeden 5275 sayılı Kanunun 106.maddesinde öngörülen adli para cezası yerine çektirilecek hapis cezası süresinin belirlenmesi açısından, infazda tereddüt oluşturacak şekilde doğrudan elde olunan haksız yararın iki katı esas alınmak suretiyle ceza tayini,d) Dosyada mevcut ... vekili Av. ...'a ait 19.07.2011 havale tarihli dilekçede açıkça katılma talebinde bulunulmadığı belirtildiği halde 28.07.2011 tarihli oturumda anılan bankanın müdahilliğine karar verilip bilahare sanık aleyhine olacak şekilde vekalet ücretine hükmolunması,Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 10.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.