Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8993 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16756 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkûmiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Şikayetçinin pastane dükkanı işlettiği, 10 çuval şeker siparişinde bulunduğu, şeker getiren kişinin 10 çuval yerine 20 çuval getirdiği, sebebini sorduklarında şikayetçinin dükkanından gelen telefonla 10 çuval şeker daha istendiğini belirttiği, bunun üzerine şikayetçinin malları teslim alarak depoya indirdiği, aynı gün akşam üzeri sanığın şikayetçinin işyerine geldiği, 10 çuval şekerin fazla getirildi??ini beyan ederek alıp götürdüğü, sanığın şekeri gönderen şirketin eski çalışanı olduğu, şekeri gönderen şirketin 20 çuval şekerin parasını müştekiden istediği, sanığın bu eylemi ile dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, sanık savunması, tanıkların ve müştekinin beyanları ile tüm dosya kapsamına göre, sanığın suçu işlediği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkumiyet kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak;Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun'un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından, adli para cezasının uygulanmasına ilişkin olarak sırasıyla ''300 gün'', ''250 gün'' ve ''5000 TL'' adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla '' 5 gün '' , '' 4 gün '' ve '' 80 TL '' adli para cezası ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 07.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.