Tebliğname No : 9 - 2012/27346MAHKEMESİ : Osmaniye 2. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 01/11/2011NUMARASI : 2010/878 (E) ve 2011/538 (K)SUÇ : Mala zarar vermeDosya incelenerek gereği düşünüldü; Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma,suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. Hakaret suçunun oluşabilmesi için, bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını incitecek ölçüde, somut bir fiil veya olgu isnat etmek yada yakıştırmalarda bulunmak yada sövmek gerekmektedir. Kişiye isnat edilen somut fiil veya olgunun gerçek olup olmamasının bir önemi yoktur.İsnadın ispatı konusu ayrıdır. Somut bir fiil ve olgu isnat etmek;mağdurun onur şeref ve saygınlığını incitecek nitelikte olacaktır. Mağdura yüklenen fiil ve olgunun belirli olması şarttır. Fiilin somut sayılabilmesi için, şahsa, şekle, konuya, yere ve zamana ilişkin unsurlar gösterilmiş olmalıdır. Bu unsurların tamamının birlikte söylenmesi şart değildir. Sözlerin isnat edilen fiilî belirleyecek açıklıkta olması yeterlidir. Çoğu zaman isnat edilen fiil ve olgunun, hangi zaman ve yerde meydana geldiğinin belirtilmesi, onur ve saygınlığı incitecek niteliği tespit için yeterli olmaktadır. Tarafların sosyal durumları, sözlerin söylendiği yer ve söyleniş şekli, söylenmeden önceki olaylar nazara alınarak suç vasfı tayin olunmalıdır. Hakaretin kişiyi küçük düşürmeye yönelik olması gerekir. Kişiye onu toplum nazarında küçük düşürmek amaçlı belli bir siyasi kanaatin isnat edilmesi hâlinde de suç oluşacaktır. Bir kişiye yönelik sözlerin veya yapılan davranışın o kişiyi küçük düşürücü nitelikte olup olmadığını tayin ederken, topluma hâkim olan anlayışlar, örf ve adetler göz önünde bulundurulmalıdır.Hakaret huzurda işlenebileceği gibi, gıyapta da işlenebilir. Gıyapta hakaretin cezalandırılabilmesi için, mağdurun yokluğunda en az ikiden fazla kişilerle ihtilat edilerek yani en az üç kişinin hakaret sözünü öğrenmiş olması kaydıyla hakaretin yapılması şarttır. Mağdur bu sayıya dâhil değildir. Mağdurun hazır olması halinde gıyapta hakaret den bahsedilemez. Kendileriyle ihtilat edilen kişilerin bir arada bulunmaları ve hakaret sözünü aynı anda öğrenmelerine gerek yoktur. İhtilat aktarma suretiyle gerçekleşmişse hakaret sözlerinin aynı yada benzer olması aranmalıdır. Fail, sözlerini ikiden fazla kişiye söylemekte yada daha çok kişinin duyabileceği bir yerde konuşmakta ve sözleri başkaları tarafından duyulabilmekte, failde bu durumun bilincinde ise ihtilat oluşmuştur.Suçun alenen işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Aleniyet, belirsiz sayıda kişilerin hakaret oluşturan sözü duymalarına olanak sağlamak suretiyle suçun işlenmesini ifade eder. Failin, hakaret oluşturan sözün duyulması olanağını yaratmış olması yeterlidir. Söylenen sözün fiilen duyulmuş olup olmaması önemli değildir. Somut olayda; şikayetçi M.. Y..'ın sevk ve idaresindeki 06 .... plaka sayılı aracıyla Osmaniye Merkez Mimar Sinan Mahallesinde giderken sanık H.. T..'nun kullandığı 80 .... plaka sayılı aracın aniden önüne geçip durduğu, bunun üzerine şikayetçinin korna çaldığı, buna kızan sanığın araçtan inerek şikayetçiye hakaret ettiği, şikayetçinin aracının camına vurarak kırdığı, bu şekilde üzerlerine atılı suçları işlediği anlaşılmış olmakla, 1-Hakaret suçunun TCK'nın 125/1. maddesi kapsamında şikayete tabi olup suç tarihinde yürürlükte bulunan anılan Kanun’un 73/8.maddesine göre uzlaşma kapsamında olması karşısında 5271 sayılı CMK'nın 253 ve 254.maddeleri uyarınca sanık ile şikayetçiye uzlaşma koşulları ve sonuçları açıklanıp bildirilmeden yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması, 2-Sanık hakkında mala zarar verme suçunda, TCK'nın 151/1. maddesi gereğince 4 ay hapis cezası olarak temel ceza belirlendikten sonra, aynı Kanun'un 62. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılırken “ 3 ay 10 gün hapis cezası” yerine hesap hatası sonucu “ 5 ay hapis cezasına” hükmolunmak suretiyle fazla ceza tayin edilmesi, 3-Hapis cezası ile adli para cezası yaptırımlarının seçenek olarak düzenlendiği TCK'nın 151/1. ve 125/1. maddesi gereğince hapis cezası tercih edilerek uygulama yapılmasına rağmen aynı Kanunun 50/2. maddesi hükmü gereğince hapis cezasının adli para cezasına çevrilemeyeceğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza tür ve miktarı bakımından kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 06.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.