MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kullanmaHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Sanıklar ..., ..., ... haklarında üzerlerine atılı olan görevi ihmal suçundan beraat kararının verildiği ve adı belirtilen sanıklar tarafından temyiz edilmediğinin anlaşılması karşısında; sanık ... hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan temyiz incelemesinde; Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, nitelikli hali oluşmaktadır. Kent Konut Yapı Kooperatifinin 29.07.2004 - 18.05.2005 tarihleri arasında yönetim kurulu başkanlığını yapan ve finansal işlerin yürütülmesinde yetkisi bulunan sanığın, site sakinlerinden toplanan paraları işletme defterine yanlış, eksik geçirdiği, toplanan paraların fona yatırılmasına rağmen fondan gelen gelirin işletme defterine kayıtlanmadığı, üç kişilik bilirkişi heyetince düzenlenen raporda; şahsına ait araca konulan 620 TL bedelindeki benzin faturaları ile cep telefonu ve ikamet adresindeki ev telefonlarının faturalarını site gideri olarak gösterdiği, defter, belge ve banka kayıtlarının incelenmesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporlarına göre de; gelir ve gider hesabı yapıldığında, 21.915.33 TL paranın uhdesinde bulunduğunun belirlendiği ve bu şekilde sanığın, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; Oluşa, sanığın savunmalarına, bilirkişi raporlarına, katılanların aşamalardaki beyanlarına ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın, bu şekilde gerçekleştirdiği sabit görülen eyleminin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğuna yönelik mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Sanığın, 5237 sayılı TCK'nın 43/1 maddesi kapsamında, aynı suç işleme kararıyla kanunun aynı hükmünü birden fazla ihlal ederek , değişik zamanlarda birden fazla kez menfaat temin etmiş olması karşısında, zincirleme suç hükümlerinin uygulanmayarak eksik ceza tayin edilmesi hususu aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,ancakYargıtay CGK'nun 06.04.2010 tarihli ve 2010/4-71 E, 2010/76 K sayılı ilamında belirtildiği gibi; 5237 sayılı TCK'nın 51. maddesiyle, ceza infaz kurumu haline getirilip, sadece hapis cezasıyla sınırlı olarak kabul edilen ertelemede, maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkemece bir deneme süresinin belirlenmesi zorunlu olup, bu sürenin belirlenmemesi veya eksik belirlenmesi, denetim süresi, ertelemenin yasal sonucu olduğundan, aleyhe bozma yasağı kapsamında değerlendirilemeyecek, yine fıkrada mahkûm olunan hapis cezası süresinden az olmamak hususu da, hükmedilen bir yıldan fazla mahkûmiyetler için söz konusu olup, denetim süresinin alt sınırı, mahkûm olunan ceza süresinden az olamayacağı kuralı gözetilmeden denetim süresinin 1 yıl olarak belirlenmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün, bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının hükmün ertelenmesine ilişkin kısımdan "1 yıl" ibaresinin çıkartılıp yerine "2 yıl" ibaresinin yazılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 05.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.