MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSuç : Nitelikli dolandırıcılıkHÜKÜM : TCK'nın 158/2, 52/2-4, 58 (sadece sanık ... hakkında) 53 maddeleri uyarınca mahkumiyetSanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükümleri sanıklar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Evli olan sanıklar ... ve ...’ın önceden hazırlamış oldukları plan gereğince sanık ...’in ...’de ikamet eden dayısı tanık ...’ya "işsiz tanıdıkların varsa ...’da müsteşar yanında çalışan arkadaşlarımız var işe aldırırız" şeklinde haber verdikleri, ...’nın da damadı katılan ...’e ve arkadaşlarına bu haberi ilettiği akabinde katılan ... ile...’in iş için görüştükleri, görüşme sırasında sanık ...’in ...’da... Bakanlığı bünyesinde çalışan müsteşar ve müsteşar yardımcısını tanıdığını ifade ederek katılana Müze Müdürlüğünde işe aldırma sözü verip karşılığında 7.000 TL istediklerini beyan ettiği ve bu şekilde anlaştıkları aynı gün sanık ...’in eşi sanık ...’in katılanın yanına gelerek sanık eşi ...’in bu işleri yaptığını, amcasının oğlunu da işe koyduğuna dair katılana güvence verdiği, bu nedenle katılanın sanık ...’e sanık ...’in talimatı doğrultusunda anlaştıkları 7.000 TL’nin 350 TL’sini verdiği, bir gün sonra ...’dan katılanı arayan sanık ...’in "kalan 6.650 TL’yi getir burada müsteşar yardımcısı ile görüştüreceğim, evrakları imzalayacaksın" diye söylediği, aynı gün katılan ve sanık ...’in ...da buluştukları ve katılanın 6.650 TL’yi Müze Müdürlüğünde işe gireceği inancı ile sanık ...’e verdiği, bu parayı verdiği sırada sanık ...’in yanında müsteşar yardımcısı olarak tanıttığı, açık kimlik ve adresi bilinmeyen ... ve ... isimli kişiler ile ... isimli şahısların olduğu ve yapılan mizansen gereğince katılana bir çok evrakın imzalatıldığı ve katılana "26/07/2011 tarihinde işe başlayacaksın ataman yapılacak" şeklinde vaatte bulunulduğu, ancak katılan ... in birkaç ay geçtikten sonra işe başlamasına ilişkin herhangi bir belge gelmediğinden sanıklar tarafından dolandırıldığını anladığı, sanıkların bu şekilde üzerlerine atılı suçu işlediklerinin iddia edildiği olayda, 5237 sayılı TCK'nın 158. maddesinin 2. fıkrasındaki nitelikli dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için, failin ismen söylemese bile kimden söz edildiğini karşı tarafın anlayacağı şekilde makamı, rütbesi, ünvanı ve lakabını söylediği kamu görevlilerini tanıdığını, hatırının sayıldığını, işini yaptıracağını söyleyerek mağduru kandırması gerektiği, somut olayda ise; sanıkların, soyut olarak bir bakanlık müsteşarı ve yardımcılarını tanıdıklarını söyleyerek iş bulma karşılığında katılandan menfaat temin etmeleri şeklindeki eylemlerinin, 5237 sayılı TCK'nın 157. maddesinde yer alan basit dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, aynı kanunun 158/2. maddesi gereğince hüküm kurulması,Kabule göre de,Sanık ... hakkında TCK'nın 58 maddesinin uygulanmasına esas alınan ilamın kesin hüküm niteliğinde olduğundan tekerrüre esas alınamayacağının gözetilmemesi,Kanuna aykırı olup, sanıkların temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 15.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.