Tebliğname No : 11 - 2010/147984MAHKEMESİ : Bursa 3. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 11/11/2009NUMARASI : 2009/64 (E) ve 2009/332 (K)SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik Dosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de, birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının, özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin, kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır.Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır.Bilişim sisteminden maksat, verileri toplayıp, yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır.Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için, dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların, ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.Sanığın, katılandan 37.300 TL tutarında armut aldıktan sonra kendisine 1.000 Amerikan doları para verdiği, kalan borcu için de Egebatı Maden san. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından keşide edildiği görülen 08/09/2005 keşide tarihli 8.000.000.000 TL tutarında, H.. A.. tarafından keşide edildiği görülen 15/09/2005 keşide tarihli 9.500 TL tutarlı çekleri verdiği, katılanın bankaya müracaatında çeklerin sahte olduğunun bildirildiği, çekler üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesinde sahte olarak oluşturulduklarının tespit edildiği, ciro imzasının da sanık Mehmet Han Yıldız'a ait olduğunun anlaşıldığı, sanığın bu şekilde nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğine yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.İddianamede sadece Egebatı Maden San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından keşide edildiği görülen 08/09/2005 keşide tarihli 8.000.000.000 TL tutarında, H.. A.. tarafından keşide edildiği görülen 15/09/2005 keşide tarihli 9.500 TL tutarlı çeklerden bahsedilmesi, bu çek bedelleri toplamının da 17.500 TL olması karşısında; tebliğnamedeki adli para cezasının 3600 gün olması gerektiğine yönelik düşünceye iştirak edilmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-Sanığın, katılana birden fazla sahte çeki aynı anda vermek suretiyle bir kez resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği gözetilmeden; 5237 sayılı TCK'nın 43/1. maddesi gereğince zincirleme suç hükümleri uygulanarak fazla ceza tayini,2-Sanığın nitelikli dolandırıcılık suçundan TCK. 157/1-f maddesi uyarınca üç yıl hapis ve 1800 gün adli para cezasıyla cezalandırıldığı, ancak; hükümde infazda karışıklığa yol açacak şekilde gün para cezasının TCK 52/2. maddesi uyarınca paraya çevrilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.