MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Güveni kötüye kullanmaHÜKÜM : TCK'nın 155/2 ve 53. Maddeleri uyarınca mahkumiyetGüveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü.Sanık ...’ın, altınlarının tamir işlerini yaptığı ve 10 yıldır tanıdığı şikâyetçiye ait... içerisinde bulunan ... Kuyumculuk unvanlı işyerine gidip, bir müşterisi için altın almak istediğini söyleyerek beğendiği ve seçtiği 6 parça halindeki, toplam tutarı 23.930,00 TL olan altını alarak, 1 hafta 10 gün içerisinde parasını vereceğini söyleyerek işyerinden ayrıldığı, ancak aradan makul ve uzunca bir süre geçmesine rağmen aldığı altınları iade etmediği gibi bedelini de ödemeyerek ortalıktan kaybolduğunun anlaşıldığı olayda; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;1- Sanığın, katılana ait kuyumcu dükkanına ilişkin tamir işlerini yapmış olsa da, söz konusu altınların kendisine hizmet ilişkisi içerisinde teslim edilmemiş olması nedeniyle, TCK’nın 155/1. maddesine yer alan güveni kötüye kullanma suçundan hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi, 2-Sanığa verilen gün adli para cezasının bir gün karşılığı miktarının belirlenmesi sırasında uygulama maddesinin gösterilmemesi, 3-5237 sayılı Kanun'un 53. maddesinin 1. fıkrasının “c” bendinde yer alan haklardan, sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun, aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, altsoyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c. maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,Kabule göre de;4-İddianameyle TCK’nın 155/1. maddesinde yer alan güveni kötüye kullanma suçundan kamu davası açılmasına rağmen, sanığa CMK’nın 226. maddesi gereğince ek savunma hakkının tanınmaması, Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesine istinaden halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA 25.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.