MAHKEMESİ : Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Dolandırıcılık, sahtecilikNitelikli dolandırıcılık suçundan sanıkların mahkûmiyetlerine ilişkin hükümler ile sahtecilik suçundan sanıklar hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü...... ilçesinde faaliyette bulunan ..... şirketinin ortağı ve yetkilileri olan........,........ şubesinden kredi temin etmek üzere başka teminatlarla birlikte suça konu 6.250, 5.300 ve 7.400 TL bedelli 3 adet sahte senet asıllarını ibraz etmek suretiyle sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda;1-Sanıklar haklarında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen hükmün açıklanmasını geri bırakılması kararlarına karşı yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;5271 sayılı CMK'nın 231.maddesine göre verilen ve davayı sonuçlandırıcı nitelikte olmayan "Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına" ilişkin karara karşı aynı Kanun'un 231/12. maddesine göre itiraz yolu açık olup temyiz olanağı bulunmadığından 5271 sayılı CMK'nın 264. maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunda merciin belirlenmesinde yanılma, başvuran katılanın haklarını ortadan kaldırmayacağından temyiz dilekçesinin itiraz dilekçesi olarak kabulü ile görevli ve yetkili ilk derece mahkemesince itiraz konusunda inceleme yapılması için, dosyanın incelenmeksizin iade edilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE,2-Sanıklar haklarında dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;Failin, önceden doğmuş bir zarar veya borç için hileli davranışlarda bulunması halinde zarar veya borç, kandırıcı nitelikteki davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun unsurları itibariyle oluşmayacağından hareketle, somut olayda; ......... ile yaptıkları 19.02.2008 günlü sözleşmeye istinaden 90.000,00 TL tutarında kredi kullanmaya hak kazanan sanıkların, 20.06.2008 tarihli ek sözleşmeyle limitlerinin 210.000,00 TL’ye; 03.11.2008 günü yapılan limit artırım sözleşmesine istinaden de 290.000,00 TL’ye kadar çıkarıldığı, senetlerin ise, 02.06.2009 ve 25.08.2009 tarihlerinde ilgili bankaya verildiklerinin anlaşılması karşısında; sanıkların kredi sözleşmelerinden doğan borçlarının ana borç olup olmadığı, bu sözleşmelerde belirtilen meblağın ne kadarının önceki borca ilişkin faiz olduğu, limit artırım sözleşmelerinin, yapılandırma niteliğinde olup olmadıkları, banka tarafından sanıklara yapılan ödemelerin tarihi ile en son yapılan 03.11.2008 günlü kredi artırım sözleşmesinden önce ve sonra sanıklara ödeme yapılıp yapılmadığı, yine sahte senetlerin verilmesi üzerine sanıkların eline geçen meblağ bulunup bulunmadığı, kredi ve artırım sözleşmelerinin yapıldığı anda sanıkların, belirtilen tutara hak kazanıp kazanmadıkları ile bunlara ait tüm döküm, belgeler ve ekstrelerin getirtilerek, gerekirse dosyanın bankacılık alanında uzman bilirkişiye tevdi edilmesi sonucunda, önceden verilip ödenmeyen kredi aslı ve faizine ait dava konusu senetlerin teminat olarak alınıp alınmadıkları ile kredi sözleşmesine istinaden önceden doğan miktarları ve sonradan ödenen miktarlara ilişkin tarihlerin açık olarak tespitinden sonra sanıkların sahte senetlere istinaden ne şekilde bir kazanım elde ettikleri ve senetlerin önceden doğan borca ilişkin verilip verilmediklerinin kesin tespiti ile tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda, sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine, eksik incelemeyle yazılı şekilde mahkumiyetlerine hükmolunması,Kanuna aykırı olup, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesine istinaden halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 25.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.