Tebliğname No : 11 - 2010/125343MAHKEMESİ : Bakırköy 14. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 14/10/2009NUMARASI : 2008/94 (E) ve 2009/274 (K)Suç : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilikDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Sigorta edenin dolandırılması, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Suçun oluşması için, sigorta bedelini almak üzere, zararın gerçekleştiğini ileri sürerek bu bedeli sahte işlem ve belgelerle almaları ya da almaya kalkışmaları gerekir. Olayla ilgili belgeler sigorta kurumuna sunulmadıkça suçun icra hareketleri başlamaz. Failin sigortalı malını, sigorta bedelini almak için tahrip etmesi, yakması, bozması, yok etmesi kandırmaya yönelik ağır yalandır ve hiledir. Bu şekilde sigorta bedelinin alınması halinde dolandırıcılık suçu oluşur. Failin sigorta edilen veya sigorta bedelini alacak kişi olması gerekmez. Sigortanın türü de önemli değildir. Mal veya yaşam sigortası mali sorumluluk sigortası vb. olabilir. Yanıltıcı uygulamaların sadece araç sigortalarında değil, bedeni hasarlar da dâhil olmak üzere her tür sigorta alanında yapıldığı, sigorta şirketinin sözleşme şartları çerçevesinde ödememesi gereken bir hasarı ödetmek amacıyla sigorta şirketine bilerek yanlış bilgi verilmesi veya önemli bir hususun gizlenmesi ya da sigorta süresi içerisinde kasıtlı olarak bir hasara sebep olunması veya hasarın miktarının olduğundan fazla gösterilmesi suretiyle yarar sağlanması şeklinde ortaya çıktığı gözlemlenmektedir.Sanık Vahap'ın sürücülüğündeki, tescil sahibi sanık Recap olan ve fakat fiilen sahibi sanık Selim iken, harici satışlarla el değiştirip Vahap'ın zilyedliğine geçen ....... plakalı otomobilin, sürücüsü O. H. A. tescil sahibi İ. A.n olan ........ plakalı araçla 28.08.2006 tarihinde çarpışması sonucu kaza ile ilgili düzenlenen 2006-16484 no'lu kaza tespit tutanağında, tam kusurlu olduğu tespit edilen ...... plakalı otomobile katılan-Adanolu Sigorta acentasınca 24.07.2006-24.07.2007 tarihlerini kapsar şekilde düzenlenmiş gibi görünen “karayolu Motorlu Araçlar Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi” (poliçe no: 5698745)'nin yazılması ve ...... plakalı araç ilgililerine sunulması sonrasında, kasko-trafik sigorta şirketi K. Allianz Sigorta A.Ş. ünvanlı şirket tarafından hasar tutarı olan 1.418 TL'nin sigortalıya ödenmesini müteakip, bu tutarın rücuen katılan şirketten talep edilmesi şeklinde gerçekleşen eylemlerinin “nitelikli dolandırıcılık” ve “resmi belgede sahtecilik” suçlarını oluşturduğu iddia edilen somut olayda;I) “Resmi belgede sahtecilik” suçundan sanıklar S.. A.. ve V. A. haklarında verilen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” kararlarına yönelen katılan şirket vekilinin itirazlarının incelenmesinde;Sanıklar Selim ve Vahap hakkında “resmi belgede sahtecilik” suçundan verilen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” kararları Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 03.02.2009 gün ve 250/13 sayılı kararında da açıklandığı üzere; temyizi değil itirazı kabil nitelikte olduğundan, 02.12.2009 havale tarihli dilekçesi ile vaki temyiz isteminin 5320 sayılı yasanın 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 317.maddesi uyarınca REDDİNE, 5271 sayılı CMK'nın 264.maddesine göre, kanun yolunun ve mercinin belirlenmesinde yanılma başvuranın hakkını ortadan kaldırmayacağından, katılan vekilinin başvurusu “itiraz” niteliğinde kabul edilerek, gereğinin merciince takdir ve ifasını temin amacıyla mahalline iletilmek üzere anılan kararlar yönünden dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE, II) “Nitelikli dolandırıcılık” ve “Resmi belgede sahtecilik” suçlarından sanık Recep hakkında verilen “beraat” kararlarına yönelen katılan vekili ile; “nitelikli dolandırıcılık” suçundan sanıklar Selim, Recep ve Vahap haklarında verilen “beraat” hükümlerine yönelen katılan vekili ile Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirlenebilmesi amacına yönelik olarak; 28.08.2006 tarih ve 2006-16484 no'lu kaza tespit tutanağına dercedilerek 34 ZMG 29 plakalı aracın uğradığı hasarın sigortacısı K Allianz...A.Ş ünvanlı şirket tarafından karşılanması aşamasında kullanılan sahte 5698745 no'lu poliçenin (sigortalı ismi bulunmayan) üzerinde “Y.Dudullu Mhl...” şeklinde yazılı adresin, sanık Recep tarafından işletilen “P. Oto Özel Bakım Servisi” ünvanlı tamir atölyesi olduğu, sözkonusu poliçenin Koç Allianz şirketine acentası Z.Ş. tarafından intikal ettirildiği, katılan şirketin İç Denetim Müdürlüğünce hazırlanan 07.03.2007 tarih ve 9/3 sayılı raporda bildirilmekle; sanık Vahap'ın 26.02.2008 tarihli ifadesinde; kaza sırasında yanında aracı haricen satın aldığı Adem adlı kişinin de bulunduğunu söylemekle; ...... plakalı aracın sürücüsü O. Hüsam'ın, sözkonusu aracın sigortalarını yapan acenta Z. Ş.'un ve sanık Selim'in 18.12.2008 tarihli beyanında ismi geçen Fuat ve Adem'in açık kimlikleri belirlenip, iddia ve savunmalar doğrultusunda tanık sıfatlarıyla usulünce dinlenmeleri, poliçe altında imzası bulunan A. A. adlı kişinin varolup olmadığının araştırılması, sözkonusu imzanın ve poliçe üzerindeki sigorta pulunda yazılı rakam ve harflerin sanıkların eli ürünü olup olmadığının uzman bilirkişiden alınacak bir raporla tespit edilmeye çalışılması, K. Allianz... ünvanlı sigorta şirketinin hasar ödemesini hangi tarihte hak sahibine yaptığının kesin surette belirlenmesi, toplanan deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken eksik soruşturmayla yazılı şekilde kararlar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısı ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.