Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7999 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 22162 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 15 - 2012/258902MAHKEMESİ : Ankara 7. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 28/06/2011NUMARASI : 2011/23 (E) ve 2011/178 (K)SUÇ : Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilikDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.5237 sayılı TCK'nın 158/1-j bendinde, dolandırıcılık suçunun, banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla, işlenmesi, nitelikli hal olarak kabul edilmiştir. Bu suçun oluşabilmesi için,Kredi elde eden kişinin banka veya diğer kredi kurumu görevlilerini hile ile aldatmış olması gerekir. Krediyi alan kişinin aldatıcı herhangi bir eylemi olmaksızın, sırf banka elemanlarının kendi görevlerini layıkıyla yerine getirmemeleri yüzünden bir kredi açılmışsa, dolandırıcılıktan bahsedilemez, şartları varsa bankacılık suçundan bahsedilebilir. Bu suçun mağdurları banka ve diğer kredi kurumlarıdır. 5411 sayılı “Bankacılık Kanununun 3. maddesinde banka, 48. maddesinde ise kredinin tanımı yapılmıştır. Tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlama suçun konusudur. Kredinin tahsis edilmesinin gerekli olup olmadığı, kredi verecek kuruluşun mevzuatında öngörülen düzenlemeler çerçevesinde belirlenir.Fiil, sahte kıymet takdiri raporları veya gerçeğe aykırı belgeler, bilançolar düzenleyerek hileli davranışıyla bunları aldatmaktadır. Kredi kurumu banka olmamasına karşın faiz karşılığında olsun veya olmasın, kanunen borç vermeye yetkili kılınan kurumlar anlaşılır. Bu itibarla böyle bir yetkiye sahip olmayan bir kişi veya kuruluşa karşı bu fiilin işlenmesi hâlinde koşulları varsa, basit dolandırıcılık suçu söz konusu olacaktır.Sanığın, katılan A.. Y..'ın kaybettiğini bildirerek muhatap bankaya ödenmemesi yolunda talimat verdiği Türkiye İş Bankası Demetevleri Şubesine ait 2028908 ve 2028906 seri numaralı çekleri ele geçirip, birini 30.04.2010 keşide tarihli, 18000 TL bedelli, diğerini 30.05.2010 keşide tarihli, 15000 TL bedelli olarak tanzim ederek cirolayıp mal satın aldığı E. Elektrik Limited Şirketi yetkilisi olan katılan O.. Ş..'e verdiği, daha sonra ciro silsilesi içinde L. Elektrik Sanayi Anonim Şirketine geçen çeklerin tahsil amacıyla bankaya ibraz edildiklerinde çalıntı olduklarının anlaşıldığı, bu şekilde sanığın atılı suçları işlediğinin iddia edildiği olayda,Katılan O.. Ş..'in aşamalardaki beyanında suça konu çekleri satmış oldukları mal karşılığında sanığın getirerek kendilerine verdiğini belirtmesi, buna dair fatura, irsaliye ve tahsilat makbuzlarını ibraz etmesi ve alınan bilirkişi raporlarına göre söz konusu çeklerdeki keşideci imzalarının katılan A.. Y..'a ait olmadığının anlaşılması karşısında, sanığın eylemlerinin sübuta erdiği gözetilerek TCK'nın 158/1-f-son ve 204/1. maddeleri uyarınca mahkumiyeti yerine yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, katılanlar vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.