Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 79 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 22843 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 15 - 2012/61958İNCELENEN KARARIN;MAHKEMESİ : Sinop Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 22/12/2011NUMARASI : 2010/430, 2011/517SANIK : Ş.. Y..SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü.Çalıştığı süre boyunca katılan şirketin müşterilerden tahsil etmiş olduğu paraları şirkete intikal ettirmediği mahkemece kabul edilmesine rağmen sanık hakkında, TCK’nın 43. maddesinde yer alan zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayini, aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.Katılan Örnek Pazarı Limited şirketinin Sinop temsilcisi olan sanığın, firmanın mallarıyla ilgili Sinop ilinden sipariş alıp, makbuz keserek, firma adına işlemler yaptığı, ancak hesaplarının kontrol edilmesi sonucunda çalışmış olduğu şirkete iade etmesi gereken 26.000 TL’yi iade etmeyerek uhdesinde bulundurduğunun iddia edildiği olayda; Sanığın aşamalardaki tüm savunmalarında, şirketin bilgisi dâhilinde çalıştığı süre içerisinde zaman zaman avans kullandığını, marketlere ürün verdiğinde parasını alamadığı zamanların olduğunu beyan ederek suçlamaları kabul etmemesi ve bu savunma doğrultusunda katılan şirketin kayıtlarının incelenmediğinin anlaşılması karşısında; maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeksizin ortaya çıkarılması bakımından, şirket kayıtlarından sanığın çalıştığı müşterilerin kim olduğu araştırılıp, bu kişilerin beyanlarına başvurularak, borçlarını ödeyip ödemedikleri, bunlara ilişkin makbuzlarının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi ve savunma kapsamında şirkete ait ticari defter, belge ve muhasebe kayıtları getirtilip, sanığın çalıştığı süreler içerisinde almış olduğu avansların kayıtlara geçip geçmediği, geçmişse ne kadarının geçtiği, müşterilerinden tahsil etmiş olduğu paraların ne kadarını uhdesinde tuttuğu hususlarının açıklığa kavuşturulması amacıyla dosyanın bir kül halinde alanında uzman bilirkişiye tevdii edilmesi ve düzenlenen rapor ile dosyadaki tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda, sanığın uhdesinde olduğu iddia edilen paraların resmi kayıtlara göre de, avans şeklinde şirketin bilgisi dahilinde alınmasına karşın sonradan ödenmediği ile müşterilerden henüz tahsil edilemeyen meblağlar olduğunun tespiti halinde aralarındaki ilişkinin hukuki ihtilaf niteliğinde değerlendirilmesi gerektiği de göz önünde bulundurularak, sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.