Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 7685 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15735 - Esas Yıl 2012
Tebliğname No : 11 - 2010/135168MAHKEMESİ : İzmir 18. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 08/10/2009NUMARASI : 2008/852 (E) ve 2009/861 (K)SUÇ : DolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Sanık D.. K..’un katılana borcu olduğu ve bu borcunu ödeme bahanesi ile diğer sanıklar Ercan ve Süleyman ile anlaşarak katılanı dolandırmaya karar verdikleri ve sanık Durmuş’un borcuna karşılık kendisine alışveriş yapılacağı söylenerek sanıklar Süleyman ve Ercan ile katılanın buluştuğu ve birlikte S. Enerji isimli firmaya gittikleri bu sırada sanıkların 14000 TL'lik malzeme almak için satıcı ile konuşup 12000 TL'lik çek verdikleri ve üzerini tamamlamasını da katılandan istedikleri, katılanında borcunu tahsil edebilmek amacıyla 1000 Euro'yu sanık Ercan’a verdiği, işyeri sahiplerinin çekin sahte olup olmadığı ve karşılığı bulunup bulunmadığını sormak için ayrıldığında sanıkların işyerinden katılandan aldıkları 1000 Euro ile birlikte ayrıldıklarının iddia edildiği somut olayda; sanıkların inkara yönelik savunmaları karşısında,katılanın olay esnasında yanında olduğunu söylediği Zeki Kurnaz ve Süleyman Camcı'nın tanık olarak dinlenilmelerinden sonra sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş olup sanık D.. K.. müdafi ve sanık E.. B..'nun temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.