Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 7643 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5319 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSuç : DolandırıcılıkHÜKÜM : TCK'nın 157/1, 43, 62, 52, 58/6. maddeleri gereğince mahkumiyetDolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Sanığın katılanlara kendisini emekli doktor olarak tanıtıp isminin... olduğunu söylediği, katılan ...'nın görme engelli oğluna maaş bağlatabileceğini ve vakıfta ev tahsis ettirebileceğini söyleyerek katılan ...'dan farklı tarihlerde toplam 12.600 TL, katılan ...'dan ise tek seferde 7.700 TL para aldığının iddia edildiği olayda, sanığın atılı suçu işlediğine ilişkin mahkemenin kabulünde isabetsizlik görülmemiş, Yargıtay CGK’nın, 18.06.2013 tarih ve 2012/13-1444-2013/305 sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, sanık hakkında birden fazla tekerrüre esas alınacak hükümlülüğün bulunması halinde, bunların en ağırının infaz aşamasında tekerrüre esas alınması gerektiği, hükümde tekerrüre esas alınan ilamın gösterilmesi zorunluluğu bulunmadığından, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın bir nedene dayanmayan sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-2 maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasında 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılıp yerine, “TCK'nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın c bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 13/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.