Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7478 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20017 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Sanığın, Vakıfbank önündeki katılanın yanına gelip kendisini banka görevlisi olarak tanıttığı, bu güne kadar katılanın maaşından arta kalan paraların toplamının 375,00 TL'yi bulduğunu, bu parayı çekebilmesi için yatırması gerektiğini söylediği 200,00 TL'yi alıp, katılandan kimliğinin fotokopisini çektirip gelmesini istediği, katılanın kimliğinin fotokopisi ile banka ??ubesine döndüğünde sanığın ortadan kaybolduğunu gördüğü somut olayda; sanığın inkara yönelik savunmasına karşın, dosya içerisinde bulunan fotoğraf teşhis tutanağı ile katılanın beyanları karşısında dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sanığın, suç tarihi itibariyle adli sicil kaydında tekerrüre esas mahkumiyeti bulunmadığı halde 5237 sayılı TCK'nın 58. maddesinde düzenlenen mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından tekerrüre ilişkin bölümün tamamen çıkartılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.