MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli güveni kötüye kullanmaHÜKÜM : MahkûmiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Somut olayda; Katılan ...'ın, münferiden yetkililerinden biri olduğu ...Ltd. ticari ünvanlı şirkette şoför olarak çalışan sanığın, ... plakalı tıra yüklenen malı varış yeri olan Danimarka/Kopenhag'a ulaştırmak üzere, aracını ... limanında feribota bindirip İtalya/Triéste limanında teslim almak üzere uçakla İtalya'ya gitmesi gerekirken, 20.02.2007 tarih ve 4856 no'lu “Görev Belgesi ve Avans Makbuzu” karşılığı aldığı paralar ile Triéste'deki İdéa firması yetkilisi Kanat adlı şahsa iletilmek üzere emanet verildiği söylenen dövizi almasına rağmen, uçağa binmeyip, Triéste'ye gitmeyip, zilyedliğin devri amacı dışında teslim aldığı paralar üzerinde tasarrufta bulunması eyleminin “nitelikli güveni kötüye kullanma” suçunu oluşturduğunu takdir eden mahkemenin kabul ve uygulamasında aşağıdaki bozma nedeni dışında bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Temel hapis cezası alt sınırdan takdir ve tayin edildiği halde, aynı gerekçeye dayanılarak, adli para cezasının belirlenmesine esas alınan temel tam gün birim miktarının asgari hadden uzaklaşılarak tayini suretiyle çelişkiye neden olunması,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak; yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan hüküm fıkrasının 1. paragrafındaki “180”; ikinci paragrafındaki “150” ve beşinci paragrafındaki “3.000” rakamlarının hükümden çıkartılarak yerlerine sırasıyla “5”; “4” ve “80" rakamları yazılmak suretiyle sari yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.