Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7349 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16717 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Mala zarar verme, tehdit HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma,suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.Katılanın, tekel bayii olarak işlettiği iş yerinde Egemen isimli bir şahısla tartışan sanık ...'ı diğer sahısla birlikte işyerinden dışarıya çıkarması üzerine sanığın, katılana "seninle görüşürüz" diyerek olay yerinden ayrılıp bir süre sonra yanında başka kişilerle gelerek katılana ait işyerinin camlarını kırdığı olayda sanığın eyleminin mala zarar verme suçunu ve 5237 sayılı TCK'nın 106/1-son maddesinde öngörülen tehdit suçunu oluşturduğu yönündeki kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Mala zarar verme ve sair tehdit suçlarından kurulan hükümlere yönelik incelemede,Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; Sanığın tekerrür uygulamasına esas alınan mahkumiyetinin adli para cezası olduğu, adli sicil kaydında başkaca tekerrüre esas mahkumiyeti bulunmadığı halde mala zarar verme ve tehdit suçlarından kurulan hükümlerde sanık hakkında TCK'nın 58. maddesinin uygulanması,5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin 1 fıkrasının c bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarına ilişkin hak yoksunluğunun, aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihine kadar, uygulanabileceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından, 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılıp yerine, "53. maddesinin 3. ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" ibaresi eklenmek ve mala zarar verme ve tehdit suçundan kurulan hüküm fıkralarından 5237 sayılı TCK'nın 58. maddesinin uygulanmasına ilişkin bentlerin tamamen çıkartılmak suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.