MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Mala Zarar Verme, Yaralama, HakaretHÜKÜM : MahkûmiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;1412 sayılı CMUK'nın 305. maddesinin birinci bendinin Anayasa Mahkemesi'nin 23.07.2009 tarih 2006/65 esas 2009/114 sayılı ilamı ile iptal edilmesi, bu kararın da resmi gazetede yayımlandığı 07.10.2009 tarihinden itibaren bir yıl sonra yürürlüğe girmesi, kanunun yürürlüğe girdiği 07.10.2010 tarihi ile 6217 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihleri arasında verilen bütün kararların temyize tabi olması karşısında, usul ve yasaya aykırı bulunan 29.03.2011 tarih ve 2010/220 esas, 2011/48 karar karar sayılı temyizin reddine dair ek kararın kaldırılarak yapılan temyiz incelemesinde;Katılan sanık ...'in katılan sıfatıyla sanık ... hakkında hakaret suçundan kurulan ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin karar ile kendisi hakkında mala zarar verme ve yaralama suçlarından kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminde bulunduğu anlaşılmakla sanık ... hakkında yaralama ve sanık ... hakkında hakaret suçlarından kurulan hükümler ile, sanıklar ... ve ...'ın ise temyiz isteminin sadece haklarında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik olduğunun anlaşılması karşısında sanıklar ... ve ... hakkında yaralama suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede;Hakaret suçunun oluşabilmesi için, bir kimseye ..., ve saygınlığını incitecek ölçüde, somut bir fiil veya olgu isnat etmek yada yakıştırmalarda bulunmak yada sövmek gerekmektedir. Kişiye isnat edilen somut fiil veya olgunun gerçek olup olmamasının bir önemi yoktur. İsnadın ispatın konusu ayrıdır. Somut bir fiil ve olgu isnat etmek; isnat, mağdurun ... ve saygınlığını incitecek nitelikte olacaktır. Mağdura yüklenen fiil ve olgunun belirli olması şarttır. Fiilin somut sayılabilmesi için, şahsa, şekle, konuya, yere ve zamana ilişkin unsurlar gösterilmiş olmalıdır. Bu unsurların tamamının birlikte söylenmesi şart değildir. Sözlerin isnat edilen fiilî belirleyecek açıklıkta olması yeterlidir. Çoğu zaman isnat edilen fiil ve olgunun, hangi zaman ve yerde meydana geldiğinin belirtilmesi, ... ve saygınlığı incitecek niteliği tespit için yeterli olmaktadır. Tarafların sosyal durumları, sözlerin söylendiği yer ve söyleniş şekli, söylenmeden önceki olaylar nazara alınarak suç vasfı tayin olunmalıdır. Hakaretin kişiyi küçük düşürmeye yönelik olması gerekir. Kişiye onu toplum nazarında küçük düşürmek amaçlı belli bir siyasi kanaatin isnat edilmesi hâlinde de suç oluşacaktır. Bir kişiye yönelik sözlerin veya yapılan davranışın o kişiyi küçük düşürücü nitelikte olup olmadığını tayin ederken, topluma hâkim olan anlayışlar, örf ve adetler göz önünde bulundurulmalıdır.Hakaret huzurda işlenebileceği gibi, gıyapta da işlenebilir. Gıyapta hakaretin cezalandırılabilmesi için, mağdurun yokluğunda en az ikiden fazla kişilerle ihtilat edilerek yani en az üç kişinin hakaret sözünü öğrenmiş olması kaydıyla hakaretin yapılması şarttır. Mağdur bu sayıya dâhil değildir. Mağdurun hazır olması halinde gıyapta hakaret den bahsedilemez. Kendileriyle ihtilat edilen kişilerin bir arada bulunmaları ve hakaret sözünü aynı anda öğrenmelerine gerek yoktur. İhtilat aktarma suretiyle gerçekleşmişse hakaret sözlerinin aynı yada benzer olması aranmalıdır. Fail, sözlerini ikiden fazla kişiye söylemekte yada daha çok kişinin duyabileceği bir yerde konuşmakta ve sözleri başkaları tarafından duyulabilmekte, failde bu durumun bilincinde ise ihtilat oluşmuştur.Suçun alenen işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Aleniyet, belirsiz sayıda kişilerin hakaret oluşturan sözü duymalarına olanak sağlamak suretiyle suçun işlenmesini ifade eder. Failin, hakaret oluşturan sözün duyulması olanağını yaratmış olması yeterlidir. Söylenen sözün fiilen duyulmuş olup olmaması önemli değildir. Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan,söz konusu suç,seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma,yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma,suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. Sanıklar ... ve ...'ın karı koca olup olay tarihinde diğer sanık ... ile yolda karşılaştıkları, sanık ...'ın sanık ... ...'den alacaklı olması nedeniyle borcunu ödemesini istediği, sanık ... ...'nin ödemeyeceğini söylemesi üzerine taraflar arasında tartışma çıktığı, sanık ...'nin sanık ... ...'ye '' hırsız '' diyerek hakaret ettiği, orakla sanık ... ...'ye vurmaya çalıştığı sırada sanık ... ...'nin orağı sanık ...'nin elinden alıp sanık ...'ın traktörüne vurarak hasar verdiği, sanık ...'ın da bunun üzerine sanık ... 'e yumruk vurduğu, sanık ...'in de sanık ... ve Hasan'ı darp ettiği, sanık ... ...'nin bu şekilde gerçekleşen eyleminin mala zarar verme ve yaralama suçlarını, sanık ...'ın eyleminin yaralama suçunu, sanık ...'nin eyleminin yaralamaya teşebbüs suçunu oluşturduğunun iddia edildiği olayda;1-Sanık ... hakkında yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın, sanık ... hakkında mala zarar verme ve yaralama suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik sanık müdafinin, sanık ... hakkında hakaret suçundan kurulan ceza verilmesine yer olmadığına dair karar yönelik katılan sanık ... müdafinin temyiz isteminin incelenmesinde;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık ... ve katılan sanık ... müdafinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 2-Sanık ... hakkında yaralamaya teşebbüs suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık ve katılan sanık ... müdafinin temyiz isteminin incelenmesinde;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sanığın eylemini silahtan sayılan orak ile gerçekleştirmesi nedeniyle 5237 sayılı TCK'nın 86/3-e maddesi uyarınca cezasında artırım yapılması gerektiği gözetilmeden sanığa eksik ceza tayini,Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve katılan sanık ... müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.