Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7264 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15533 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Somut olayda; şikayetçinin evine giderek kapıyı çalan sanık ...'un, kapıyı açan şikayetçi ...'na; mahalle bakkalının oğlu olduğunu, eşi ...'ı tanıdığını belirtirek evde olup olmadığını sorduğu, şikayetçinin de eşi ...'ın kahvede olduğunu belirtmesi üzerine, "zaten ben oradan geliyorum, orada yok dükkana haciz geldi, ...Ağabey ile görüşmem lazım" diyerek cep telefonundan şikayetçinin kocası ile görüşüyor gibi yaptıktan sonra "...ağabey parayı senin vermeni söyledi" diyerek şikayetçiden aldığı 50 TL para ile suç mahallinden ayrıldığı bu şekilde atılı dolandırıcılık suçunu işlediğine yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun'un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkralarından, adli para cezasının uygulanmasına ilişkin olarak sırasıyla "30 gün", "25 gün" ve "500 TL" adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla "5 gün", "4 gün" ve "80 TL" adli para cezası ibaresinin eklenmesi suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.