Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7123 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15463 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 11 - 2010/115215MAHKEMESİ : Ankara 6. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 23/03/2010NUMARASI : 2008/647 (E) ve 2010/324 (K)SUÇ : Güveni kötüye kullanmaDosya incelenerek gereği düşünüldü;Gerekçeli karar başlığında “özel belgede sahtecilik” şeklinde yanlış gösterilen suçun, güveni kötüye kullanma olarak mahallince düzeltilmesi mümkün görülerek yapılan incelemede; Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Sanığın katılana ait işyerinde satış elemanı olarak çalıştığı, suç tarihinde şirkete ait aracı içinde satışa sunulan mallar olduğu halde bırakarak usule uygun teslimat yapmadan sahte teslim tutanağı düzenlemek suretiyle işten ayrıldığı daha sonradan araç da yapılan malların sayımında 11.248.87 TL açık bulunduğu, bu nedenle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia edilen olayda, sanığın 04.07.2006 tarihinde işten izinli olarak ayrılmasından sonra 06.07.2006 tarihinde yapılan sayımda malların eksik olduğu anlaşılması karşısında, aradan geçen süre göz önüne alınarak, aracın anahtarının sanıktan başka şirketde de bulunması karşısında şüphe oluştuğu gözetilerek sanığın üzerine atılı suçu işlediğine yönelik cezalandırılmasına yeterli delil bulunmadığı anlaşılmakla yazılı şekilde hüküm kurulması; Kabule göre; a)Sanık hakkında temel ceza tayini sırasında hürriyeti bağlayıcı ceza alt sınırdan belirlendiği halde adli para cezasının alt sınırdan uzaklaşılarak tespit edilmesi, b)Sanık hakkında hükmedilen adli para cezasının, paraya çevrilmesi sırasında uygulanan TCK’nın 52/2 maddesinin gösterilmemesi suretiyle, CMK’nın 232/6. maddesine aykırılık oluşturulması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafi ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.