Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6976 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15567 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Sulh Ceza MahkemesiSUÇ : Güveni kötüye kullanmaHÜKÜM : MahkûmiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Katılanın, ticari kredi kullanmak suretiyle satın aldığı ... plakalı aracını, ticari taksi olarak geçici süreliğine kullanması, kredi borcunun taksitlerini de bu süre içerisinde ödemesi amacıyla ve söz konusu aracı, 2008 yılının mart ayında kendisine iade etmesi hususunda anlaşarak sanığa teslim ettiği; ancak sanığın, aracın kredi borçlarını ödemediği gibi aralarındaki anlaşmaya da aykırı hareket ederek kendisine teslim edilen söz konusu aracı belirlenen sürenin bitiminde katılana iade etmeyip, teslim amacı dışında uhdesinde bulundurmak suretiyle üzerine atılı olan güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; Oluşa, sanığın savunmalarına, katılanın aşamalardaki beyanlarına, tanık anlatımlarına, ilgili bankanın yazılarına, Ticari Kredi sözleşmesine, Emniyet Müdürlüğü yazısına ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın bu şekilde gerçekleştirdiği sabit görülen eyleminin güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir. Kararda adli para cezası miktarı belirlenirken uygulama maddesi olarak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 52/2 maddesinin gösterilmesi yerine, hak mahrumiyetlerine ilişkin 53/2 maddesinin gösterilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından adli para cezasının miktarının belirlenmesine ilişkin bölümde yer alan '' TCK'nın 53/2 maddesi " ifadesinin çıkartılarak yerine, '' 5237 sayılı TCK'nın 52/2 maddesi " ifadesinin yazılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 14.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.