Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6896 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 32635 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Kamu kurum ve kuruluşların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılıkHÜKÜM : Düşme, beraatDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.TCK'nın 158/1-d bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Söz konusu kurum yada kuruluşların konumunun suçun işlenmesinde kolaylık sağlayacağı düşüncesi, bu kurum ve kuruluşların bu suçta araç olarak kullanılmasının, ağırlaştırıcı neden olmasını gerektirmiştir. Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, bunların isminin kullanılması yeterli olmayıp maddi varlığının kullanılması gerekmektedir. Araç olarak kullanılma, bu kurum veya kuruluşlara ait yazı veya belgeleri amaç dışı olarak kullanmak şeklinde olabilir. Bu kurumlara ait kimlik belgesinin gösterilmesi, basılı evraklarının, kıyafetlerinin, taşıtlarının kullanılması mağdurda güven oluşumunu sağlayacaktır.Sanıkların, katılan ... Kurumunun ... Gümrük Kapısında bulunan şubesinde görevli oldukları, katılan kurumun yurt dışına çıkan araçlara uluslararası geçerliliğe sahip ruhsatname olarak adlandırılan triptik belgesi ve uluslararası ehliyet düzenledikleri, bununla birlikte uluslararası araç sigortası olan ... ... düzenlemesinde de bulundukları, bu çerçevede sanıkların 2008 yılında yaptıkları sigorta işlemlerinin bazılarında sigortalanan aracın ruhsat bilgilerine göre kamyonet olmasına rağmen hususi oto gibi gösterdikleri, akabinde kamyonet sigorta prim ücreti 126,60 Euro olduğu halde hususi otolara ilişkin olan 84,40 Euro üzerinden sigorta primi tahsil etmek suretiyle toplam 5.509,89 Euro daha az tahsilat yaparak, katılan kurumun zararına olacak şekilde araç sahiplerine yarar sağlamak suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda,1- Sanık ... hakkında verilen düşme kararına yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,2- Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında verilen beraat kararlarına yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;Sanıkların aşamalarda değişmeyen ifadelerinde, doblo, kango türü hafif ticari araçların trafik kayıtlarında kimi zaman hususi otomobil kimi zamanda kamyonet olarak görünmesi nedeniyle kurumun zarara uğrayabileceğini ve sigorta işlemlerinde kullanmış oldukları ... ... ait paket programda yanlışlık olabileceğini beyan ederek suçlamaları kabul etmemeleri, katılan vekili beyanında, yurt dışına çıkış yapan araçların ruhsatlarını ibraz ettikleri görevlinin araç ruhsatındaki bilgileri bilgisayar ekranından girerek teklif hazırladığını, araç ruhsatında aracın cinsinin ne olduğunun açıkça belli olmasına rağmen sanıkların kamyonet ve panelvan türündeki araçları otomobil olarak işaretlemek suretiyle daha az tahsilat fişi düzenlediklerini belirtmesi, katılan tarafından ibraz edilen ve dosya içinde bulunan kayıtlara göre “Tramer – Trafik sigortaları bilgi merkezi” ekranında da sigortası yapılan araçların hususi veya kamyonet olduklarının belli olması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından; araçlarını sigortalatarak yurt dışına çıkış yapan ve daha az sigorta bedeli ödeyen araç sahiplerinin plaka bilgilerinden adreslerinin temin edilip beyanlarının alınarak kendilerine verilen tahsilat makbuzlarının kurumda kalan alt nüshaları ile uyumlu olup olmadıklarının belirlenmesi, katılan kurumdan sanıklar tarafından üzerlerinde usulsüzlük yapılarak haksız yarar sağlandığı iddia edilen sigorta poliçeleri, prim tahsilat makbuzları ve bilgisayar kayıtları ile diğer hukuki belgelerin temin edilip, dosyanın içlerinde sigortacı ve bilgisayar uzmanında bulunduğu bilirkişi kuruluna tevdinin sağlanarak, sanıklar tarafından iddia edilen eylemlerin ne şekilde gerçekleştirildiği, yurt dışına çıkış yapan araçların ruhsatını alıp teklif hazırlayan görevlinin aracın cinsini ve özelliklerini görüp göremediği, sanıkların eylemleri nedeniyle katılan kurumun zarara uğrayıp uğramadığı, uğramış ise hangi dönemde ne kadar zarara uğradığı, bu zarara ilişkin belgelerin neler olduğu hususlarında denetime elverişli rapor alınmasından sonra sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.