Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6821 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 29070 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılıkHÜKÜM : Beraat, mahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;1-Sanıklar ... ... ve ... hakkında kamu kurumu zararına dolandırıcılık suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik katılan ...Ş. vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;Muhasebeci olan sanıkların bir kısım kişileri çalışmadıkları halde çalışıyor gibi gösterip Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirmek suretiyle kamu kurumu zararına dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia olunması karşısında, katılan ...'ın bu suçtan doğrudan doğruya zarar gören sıfatı bulunmaması nedeniyle kamu davasına katılma hakkı bulunmadığı ve usulsüz verilmesinden dolayı hukuken geçersiz olan katılma kararının hükmü temyiz etme yetkisi vermeyeceği cihetiyle, mevcut temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunu'nun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,2-Sanık ...'ın 13.04.2014 havale tarihli dilekçe ile temyiz isteminden feragat ettiğinin anlaşılması karşısında sanıklar ..., ... ve ... hakkında kurulan nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanıklar müdafilerinin temyiz istemi ile sınırlı olarak yapılan incelemede;Sanık ...’ün, maddi durumu iyi olmayan kişiler ile kendisine ait olduğunu söylediği şirketinde kendilerini sigortalı yapıp kredi kartı almalarını sağlamak, alınan kredi kartlarını da limitini paylaşma veya belli miktarda para verme karşılığında kartı kendisinin kullanacağı hususunda anlaştığı, bu kapsamda ... Madencilik ve Gıda San. Tic. Ltd. Şti unvanlı şirketi devraldığı, ancak işyerini kendi üzerine değil, kimsesiz ve geliri olmayan, eşi cezaevinde bulunan ve kanser hastası olan temyiz dışı sanık ... ile işsiz, geliri olmayan temyiz dışı sanık ... adına yaptığı, resmi dairelerde kayıtlı ... adresinde su satışı yapıldığı izlenimi verdiği, yine ... Gıda ve Turizm Ltd. Şti unvanlı şirketi de aynı yöntemle devir alarak temyiz dışı sanıklar ... ... ve ... adına resmi kayıtlarını yaptırdığı, her hangi bir faaliyeti bulunmayan bu şirketlerde işsiz ve hiç bir mal varlığı olmayan temyiz dışı sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ile iddianamede sanık olarak isimleri gösterilmeyen ... ...,...n bu işyerinde çalışmadıkları halde şirket müdürü, yönetici, operatör, tır şoförü gibi yüksek ücretle çalıştıklarına dair gerçek dışı belgeler tanzim edilmek suretiyle değişik bankalara kredi kartı müracaatlarında bulundukları, söz konusu işyeri adreslerine kredi kartlarının teslimi sırasında adına kredi kartı tanzimli şahısların hazır bulunarak kartları teslim aldıkları ve kredi kartlarını sanık ...’e teslim ettikleri, bunun karşılığında sanık ...’ün bu şahıslara kredi kartlarının limitinin yarısını veya kart başına 250-300 TL para verdiği, sanık ...’ün değişik şahıslar adına tanzimli kredi kartlarının ilgili bankalarından telefon aracılığıyla şifrelerini kendisinin temin ederek kullandığı ve haksız kazanç elde ettiği, aynı zamanda isimleri belirtilen işyeri adreslerine adına kredi kartı gönderilen şahıs teslimatta bulunmuyorsa kartları işyerinde kendisini şirket sahibi ve müdür olarak belge ibraz etmek suretiyle tanıtan temyiz dışı sanık ... ve sanık ...’nın teslim aldığı, sanık ...’ün de şahıslara ait renkli fotokopi kimliklerinin üzerlerine kendi fotoğrafını yapıştırıp, bu vaziyette tekrar renkli fotokopi çektirip şahıslar adına kuryelerden kredi kartlarını teslim aldığı, sanık ... tarafından dolandırıcılık amaçlı kullanılan işyeri adresleri ile bankalara kredi kartı müracaatında bulunan şahıslarca bankalara ibraz edilen müracaat formlarında belirtilen ev adreslerinin hayali adresler olduğu, irtibat telefonlarının kapalı ve kullanım dışı numaralar olduğu tespitle bankalara beyan edilen belgelerin gerçek dışı dolandırıcılık amaçlı tanzim edilmiş belgeler olduğu, şirketler adına ibraz edilen vergi levhalarının gerçek dışı hazırlandığı iddiası ile ilgili olarak sanıklar ..., ..., ..., ..., ...., ..., ..., ...., ..., ..., ..., ..., ...,..., ..., ..., ..., ... hakkında zamanaşımı süresi içinde hüküm kurulması mümkün görülmüştür. Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız Çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.TCK'nın 158/1-e bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hal kabul edilmiştir. Hangi kurum ve kuruluşların, kamusal nitelik taşıdığı, o kurumun kadro bakımından bağlı olduğu durumu düzenleyen mevzuata göre belirlenir. Bu nitelikli halin oluşması için, eylemin kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla işlenmesi gerekir. Zarar vermek, kamu kurum ve kuruluşlarından hakkı olmayan bir parayı almak ya da bir borcu geri vermemek şeklinde olabilir. Bu suçun zarar göreni kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının zarar görmesi söz konusu değilse bu suç oluşmayacaktır. Dolandırıcılık suçunun Kamu yararına çalışan hayır kurumlarının zararına işlenmesi madde kapsamında değildir. Sanık ...’ün, genellikle birahanelerde sigortasız çalışan bayanlar ile işsiz, geliri olmayan kişileri hiçbir ticari faaliyeti ve çalışanı bulunmayan ... Gıda ve Turizm Ltd. Şti başta olmak üzere, .... Madencilik ve Gıda San. Tic. Ltd. Şti ile Suna Ukav isimli şirketlerde sigortalı olarak çalışıyormuş gibi gösterip gerçek dışı beyannameler doldurarak, muhasebeci olan temyiz dışı sanıklar ... ... ve ... aracılığıyla Sosyal Güvenlik Kurumuna internet üzerinden bildirilerek sigortalı olarak sisteme kayıt ettirdiği, ancak SSK primlerinin ödenmediği, ... Madencilik ve Gıda Tic. Ltd. Şti unvanlı şirkette ...,....isimli şahısların sigortalı olarak gösterildikleri, ... Gıda ve Turizm Ltd. Şti unvanlı şirkette sanıklar ..., ... ....., temyiz dışı sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ...... ile iddianamede sanık olarak gösterilmeyen ... sigortalı gösterildikleri, ... ... unvanlı şirkette ise temyiz dışı sanıklar ..., ... ile iddianamede sanık olarak isimleri gösterilmeyen ...'ın sigortalı gösterildikleri, adı geçen şirketlere ait işyerlerinde çalışanlara ait beyan edilen sigorta tahakkuku ile alakalı her hangi bir tahsilât kaydına rastlanılmadığı, yine söz konusu şirketlerde çalışmadığı halde çalışıyor olarak sigortalılık bildirimlerinde bulunulan kişilerden, ... SSK numaralı sanık ... ...’e 27.02.2008 ile 03.03.2008 devresi için 114,44 TL. hastalık ödemesi, 50 TL emzirme ve 2.177,28 TL analık ödemesinin yapıldığı, diğer sigortalılara herhangi bir ödeme yapılmadığı, ayrıca işverenin kurumlarına bildirdiği sigortalılardan dolayı 31.01.2009 tarihi itibariyle ... sicil sayılı dosyada tescilli ... Gıda Turizm Oto San. Tic. Ltd. Şirketine ait 147.793.69 TL, 1319198.35 sicil sayılı dosyada tescilli ... ...’a Şirketine ait 16.351.86 TL ve 1334176.35 sicil sayılı dosyada tescilli .....a Madencilik Gıda Ltd. Şirketine ait 1.304.27 TL prim borcunun bulunduğunun belirtildiği, resmi belgelerde ... Gıda ve Turizm Ltd. şirketinin işyeri adresi olarak belirtilen .....ğa adresinde yapılan araştırmada adresin zeytin tarlası olduğu, aynı şirketin şube adresi olarak belirtilen ... adresinde yapılan araştırmada ise adreste ... isimli kuaförün 6 aydır faaliyette bulunduğu, daha önce adresin uzun süre boş olduğunun zabıta marifeti ile anlaşıldığı, ... Madencilik ve Gıda Ltd. Şti şirketinin bildirdiği ... ... adresine nakil edildiği, en son işyerinin ...t adresine nakil edildiğinin anlaşılması üzere yapılan adres tespitlerinde, ... ve ...’de belirtilen adreslerin numaralarının hiç olmadığı, adreslerin hayali olduğunun tespit edildiği, işyerinin hali hazırdaki adresi olan ve arama yapılan 9040 Sk. No:24 Yeşilyurt adresinde yapılan fiziki takiplerde işyerinde devamlı bir kişinin bulunduğu, ticari olarak hiçbir faaliyetinin olmadığı, hatta işyerinde kurulu bulunan telefonla su siparişi ile ilgili hiçbir görüşme yapılmadığının tespit edildiği, Suna Ukav isimli işyerinin .... adresinde oto tamiri ve bakım işyeri olduğu bildirilmiş ancak yapılan araştırmada söz konusu adreste böyle bir işyerinin olmadığının tespit edildiği, sanıklar ..., ... ve ...'in bu şekilde gerçekleşen eyleminin kamu kurumu zararına dolandırıcılık suçunu oluşturduğunun iddia edildiği olayda;1-Sanık ... hakkında kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik incelemede; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık ... müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,2-Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik incelemede; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;a-Sanık ...'nin olay tarihinde resmi nikâhlı eşi olan sanık ...'i çalışmadığı halde kendisine ait olan ... Gıda Turizm Oto San. Tic. Ltd. şirketinde çalışmış gibi sigortalı olarak Sosyal Güvenlik Kurumu'na bildirdiğinin anlaşılması karşısında, sanık ...'in eşi olan sanık ...'nin gerçekleştirdiği eylemine suç kastı ile hareket ederek iştirak ettiğine dair yeterli delil bulunmayıp suçun unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeden beraatı yerine yasal olmayan gerekçe ile mahkûmiyetine karar verilmesi,b- Sanık ...'nin, birahanelerde sigortasız çalışan bayanlar ile işsiz, geliri olmayan kişileri hiçbir ticari faaliyeti ve çalışanı bulunmayan ... Gıda ve Turizm Ltd. Şti başta olmak üzere, ... Madencilik ve ... isimli şirketlerde sigortalı olarak çalışıyormuş gibi gösterip gerçek dışı beyannameler doldurarak, Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilerek sigortalı olarak sisteme kayıt ettirmekten ibaret eyleminin kamu kurumu zararına dolandırıcılığa teşebbüs suçunu oluşturduğu gözetilmeden, koşulları oluşmadığı halde zincirleme suç hükümleri uygulanarak sanığa fazla ceza tayini,c-Kabule göre de;5237 sayılı Kanun'da 765 sayılı Kanun'dan farklı olarak “gün para cezası sistemi” kabul edildiği için bu sistemde nispi para cezasına yer verilmemiştir. İlgili maddelerin gerekçe bölümlerinde de 5237 sayılı TCK sisteminde nispi para cezasının öngörülmediği açıkça belirtilmektedir. Ancak, 5237 sayılı Kanun'un 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe girmesinden sonra 29.06.2005 tarih ve 5377 sayılı Kanun'un 19. maddesi ile değişik TCK'nın 158/1. fıkrasına eklenen “... Ancak, (e), (f) ve (j) bentlerinde sayılan hallerde hapis cezasının alt sınırı üç yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katında az olamaz.” cümlesi ile getirilen yeni değişikliğe ilişkin gerekçede de belirtildiği üzere, 158. maddenin 1. fıkrasına eklenen son cümledeki “…adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.” hükmünün uygulanabilmesi için öncelikle suçtan elde edilen haksız menfaat miktarının belli olması gerekmektedir. 5237 sayılı TCK'nın 52. maddesinin 1. fıkrası “Adli para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan paranın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.” şeklindeki adli para cezasının tanımı yapıldıktan sonra aynı maddenin 3. fıkrasında “Kararda, adli para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir.” ve aynı Kanunun 61. maddesinin 8. fıkrasında ise “Adli para cezası hesaplanırken, bu madde hükmüne göre cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine yönelik artırma ve indirimler, gün üzerinden yapılır. Adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunur.” hükümleri ile yasa koyucu adli para cezasının mutlaka gün üzerinden tayin edilmesi gerektiğini belirtmektedir. 5237 sayılı TCK'nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f) ve (j) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde öncelikle suçtan elde edilen haksız menfaat miktarının belli olup olmadığına bakılacaktır. Eğer suçtan elde edilen haksız menfaat miktarı belli değil ise, 5 ila 5.000 tam gün arasında TCK'nın 61. maddesi hükmü göz önünde bulundurularak takdir edilen gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezası belirlenecektir. Eğer suçtan elde edilen haksız menfaat miktarı belli ise; o takdirde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezası belirlenecektir.Bu açıklama kapsamında, sonuç adli para cezası belirlenmesi gerekirken, sanıklar hakkında kurulan hükümde 5275 sayılı Kanun'un 106. maddesinde öngörülen adli para cezası yerine çektirilecek hapis cezası süresinin belirlenmesi açısından infazda tereddüt oluşturacak şekilde, doğrudan haksız elde olunan yararın iki katı esas alınmak suretiyle ceza tayini,Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.