MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli hırsızlık (değişen suç vasfına göre güveni kötüye kullanma)HÜKÜM : 1-Sanıklar ... ve ... haklarında; TCK'nın 155/2, 43/1, 62/1, 52/2, 53/1 (ayrıca sanık ... hakkında 58/6-7) maddeleri gereğince mahkumiyet 2-Sanıklar ... ve ... haklarında; TCK'nın 155/1, 43/1, 62/1, 52/2, 51. maddeleri gereğince mahkumiyetHizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanıklar .....ile güveni kötüye kullanma suçundan sanıklar ....’in mahkumiyetine ilişkin hükümler, o yer Cumhuriyet Savcısı, sanık ... müdafii, sanık ... müdafii ile sanıklar ......,..... müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:1)Sanık ... hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan kurulan mahkumiyet hükmü ile sanıklar .... haklarında güveni kötüye kullanma suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyizlerin incelenmesinde;......nın idare adına ruhsatlı olduğu, yüklenici firma ....'nin karayolları yol yapım çalışmalarında taş ocağını kullanması gerektiği, sanık ...’in şantiye şefi olarak sanıklar .... ve ...’e şirketin borcuna karşılık taş alabileceklerini söylediği, bu suretle sanıkların nitelikli hırsızlık suçunu işledikleri iddia edilen olayda, mahkemece sanık ...’in eylemi hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve sanıklar .... ve ...’in eylemleri ise güveni kötüye kullanma suçu olarak kabul edildiği, ancak 3213 sayılı Maden Kanunu'nun 12/5. maddesine göre “...bu şekilde maden çıkartılması ve/veya sevk edilmesi Devlet malına karşı işlenmiş fiil sayılır. Bu fiili işleyenler adli takibat yapılmak üzere ilgili makamlara bildirilir” hükmünün 27621 sayılı, 24/06/2010 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 5995 sayılı Maden Kanunu'nda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 6. maddesiyle 3213 sayılı Kanun'un 12. maddesinin 5. fıkrasının değiştirildiği, buna göre; “Ruhsatı olmadan veya başkasına ait ruhsat alanı içerisinde üretim yapıldığının tespiti halinde sevk edilen madene el konulur. Bu fiili işleyenlere, bu fıkra kapsamında üretilmiş olup, el konulan ve el konulma imkanı ortadan kalkmış olan tüm madenin ocak ayı satış bedelinin üç katı tutarında idari para cezası uygulanır...” hükmüne yer verildiği yine aynı Kanunun 14. maddesinde “Kamu kurum ve kuruluşlarınca yol, köprü, baraj, gölet, liman gibi projelerin inşasında kullanılacak yapı ve inşaat hammaddelerinin üretimi için Bakanlıkça ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına izin verilir. Üretim yapılacak yerlerde ruhsatlı alanlar var ise kamu yatırımının ihtiyacı olan üretim madencilik faaliyetlerine engel olmayacak ve kaynak kaybına yol açmayacak şekilde yapılır. Bu izinler çerçevesinde yapılacak üretimden Devlet hakkı alınmaz ve izinler proje süresini aşamaz. (Ek cümleler: 4/2/2015 – 6592/10 md.) 8/6/1994 tarihli ve 3996 sayılı Kanun kapsamında .... modeli ile yapılan kamu yatırımları için, ihale sözleşmelerinde hammadde temin sorumluluğunun görevli şirket yükümlülüğüne bırakılması hâlinde hammadde üretim izni sözleşme konusu işte kullanılmak ve proje süresiyle sınırlı olmak üzere görevli şirkete de verilir. Bu durumda kullanılan hammaddenin ocak başı satış fiyatı üzerinden ihaleyi alandan her yıl haziran ayı sonuna kadar Devlet hakkı ile aynı grupta bulunan işletme ruhsatlarından alınan ruhsat bedelinin %30’u oranında çevre ile uyum planı çalışmalarını temin etmek üzere her yıl Ocak ayının sonuna kadar teminat alınır. Devlet hakkı ve teminatın eksik yatırılması veya hiç yatırılmaması hâlinde 20.000 TL idari para cezası verilir ve üç ay içinde tamamlanması istenir. Aksi hâlde üretim faaliyeti durdurulur” denilmiş olması karşısında; söz konusu değişiklikler sonrası sanıklar üzerine atılı eylemin, yalnızca idari yaptırıma dönüştürüldüğü gözetilmeden, yazılı biçimde sanıklar hakkında mahkumiyet hükmü kurulması, 2-Sanık ... hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyet hükmüne ilişkin temyizin incelenmesinde ise;Sanığın hüküm tarihinden sonra 09/09/2013 tarihinde öldüğünün UYAP ortamında bulunan Mernis’ten temin edilen nüfus kaydından anlaşılması karşısında, hakkında açılan kamu davasının 5237 sayılı TCK'nın 64/1. maddesi uyarınca düşürülmesine karar verilmesinde zorunluluk bulunması, Kanuna aykırı olup, o yer Cumhuriyet Savcısı, sanık ... müdafii, sanık ... müdafii ile sanıklar Adil ve .... müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.