Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6556 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 14229 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılıkHÜKÜM : Tüm sanıklar hakkında ayrı ayrı beraatSanıkların nitelikli dolandırıcılık suçundan beraatlerine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü,Katılanın .......Merkezinin yarı hissesini sanık ... ve ...'den 171.000 TL bedelle satın alma konusunda anlaştığı,....... Merkezinin diğer yarı hissesini de sanıklar ... ve ... ....'in satın almak istedikleri, bu kapsamda sanıklar ... ve ...'un ...... Merkezini kurdukları, .... Noterliğinde ... ile katılan ... arasında yapılan sözleşme uyarınca ...'a ait hissenin ...'ya satılmasına ilişkin sözleşme imzaladıkları, daha sonra sanık ...'in ... Rehabilitasyon Merkezi yetkilisi olarak ...... Özel Eğitim ve Rehabilitasyon merkezi Yetkilisi ... ile ...... Noterliğinde 08/08/2008 tarihinde devir sözleşmesi imzaladıkları, devir sözleşmesi imzaladıktan 1 hafta sonra 15/08/2008 tarihinde ...... Hizmetleri yetkilisi ... ve ..... Rehabilitasyon Sağlık Eğitim yetkilisi ... arasında 08/08/2008 tarihinde yapılan sözleşmenin feshedilmesine ilişkin fesihname düzenledikleri, bu kapsamda katılan ...'nın gerçekte içerisi boş olan ... Rehabilitasyon Sağlık Eğitim Şirketine ortak kaldığı böylelikle sanıkların nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda, 1- Sanıklar ..., ... ve ... haklarında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde,Sanıkların üzerine atılı suçu işlediklerinin sabit olmadığı gerekçesine dayanan mahkemenin beraat yönünde kabulünde isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılan vekilinin eksik inceleme ile karar verildiği, mahkumiyet kararı verilmesi gerektiğine dair temyiz itirazının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA, 2- Sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde,Sanık ...'ın savunmasında..... Merkezinin kurucu ortağı olduğunu, yüzde 80 hisse sahibi olduğunu, hisselerinin 1/1000 hisse hariç tamamını akrabası ......'e devrettiğini, ancak şirketin temsilcisi sıfatıyla çalışmaya devam ettiğini, daha sonra şirketi devrettiğini, katılanın ..... merkezinin ortağı olduğunu beyan ettiği, sanık ...'in ve katılanın beyanlarında ise yarı hissenin sanık ... tarafından satıldığı, ...... Merkezini devralacağı için yeni kurduğu şirketin yarı hissesini sanık ...'ın isteği üzerine katılana devrettiğini, buna ilişkin herhangi bir para almadığını beyan etmesi karşısında, sanık ...'ın hileli hareketlerle ekonomik olarak herhangi bir mal varlığı bulunmayan şirketi devredip, haksız menfaat temin etmesi karşısında sanık hakkında 5237 sayılı yasanın 158/1-h maddesi uyarınca mahkumiyet yönünde hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.