Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6547 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 25054 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.TCK'nın 158/1-e bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hal kabul edilmiştir. Hangi kurum ve kuruluşların, kamusal nitelik taşıdığı, o kurumun kadro bakımından bağlı olduğu durumu düzenleyen mevzuata göre belirlenir. Bu nitelikli halin oluşması için, eylemin kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla işlenmesi gerekir. Zarar vermek, kamu kurum ve kuruluşlarından hakkı olmayan bir parayı almak ya da bir borcu geri vermemek şeklinde olabilir. Bu suçun zarar göreni kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının zarar görmesi söz konusu değilse bu suç oluşmayacaktır. Dolandırıcılık suçunun kamu yararına çalışan hayır kurumlarının zararına işlenmesi madde kapsamında değildir.Sanıklardan ... ve ...’nın İzmir Büyükşehir Belediyesi Burslar Şube Müdürlüğü'nde çalıştıkları, suça sürüklenen çocuk ...’ın ... İMKB Ticaret Meslek Lisesi son sınıf öğrencisi olduğu, 2006-2007 ders yılı boyunca İzmir Büyükşehir Belediyesi Burs Bürosu'nda staj yaptığı, sanık ...’nın kâğıt pazarlama işi ile uğraştığı, zaman zaman belediyenin ihalelerine girdiği ve sanık ...’ın arkadaşı olduğu, sanık ...’ın ise Dokuz Eylül Üniversitesi’nde öğrenci olduğu ve sanık ...’yı çocukluğundan beri tanıdığı, diğer sanıklar Gökhan, Bilal, İsmail ve Kahraman’ın da yine üniversite öğrencisi oldukları, 2004 yılı sonunda kurulmuş olan İzmir Büyükşehir Belediyesi ... ... Eğitim Yardım Sandığı'nın, 2005 yılı başından bu yana İzmir’de okuyan veya İzmir dışında okumakta olup ailesi İzmir ilinde ikamet eden öğrencilere karşılıksız burs verdiği, yardım sandığı üst kurulu ve yürütme kurulunun oluşumu ve görevleri ile burs alınabilmesi ve alınmakta olan bursun sonraki öğrenim yılında da devam etmesi için gerekli şartlar ve bu şartların mevcut olduğunu gösterir belgelerin İzmir Büyükşehir Belediyesi ... ... Eğitim Yardım Sandığı Yönetmeliği'nde belirlendiği, her yıl gerek yeni başvurular gerekse önceden burs almakta olan öğrencilerin başarı durumlarının değerlendirildiği, burs almaya ve devamına hak kazanan öğrencilerin tespit edildiği, bu işlemlerin burslar şube müdürlüğü bünyesinde yer alan burs bürosu tarafından yürütüldüğü, burs almak isteyen öğrencilerin öncelikle taleplerini internet ortamında yaptıkları, sonrasında öğrencilerden ilgili evrakların belediyeye tesliminin istendiği, bunların sonucunda öğrencilerin vermiş oldukları bilgiler neticesinde puanlamaya tabi tutuldukları ve nihayetinde sıralamaya giren öğrencilerin burs almaya hak kazandıkları, bu çerçevede öğrenci olan sanıkların okullarında söz konusu bursa başvurup, hak kazanamayan öğrencileri tespit ettikleri, bu öğrencilere yatacak olan bursun belli bir kısmı karşılığında kendilerine burs çıkmasını sağlayacaklarını söyledikleri, tespit edilen öğrencilerin sanık ... vasıtasıyla belediyede çalışan sanıklar .... ve ...’ya bildirildiği, bu sanıklarında stajyer olan suça sürüklenen çocuk ... ile birlikte, tespit edilen öğrenciler bilgilerini, burs almaya hak kazanacak şekilde değiştirdikleri, sanıkların bu şekilde eylem ve fikir birliği içinde, normal şartlarda burs almaya hak kazanamayacak durumda olan öğrencilere burs sağladıkları ve karşılığında devleti zarara uğratarak haksız kazanç elde etmek suretiyle, üzerlerine atılı nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda, 1-... ... Eğitim ve Yardım Sandığı'nın, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından kurulduğu anlaşılmakla beraber, bağışların büyük bir bölümünün hayırsever insanlar tarafından karşılandığının anlaşılması karşısında; öncelikle, bu yardım sandığının kuruluş ve faaliyetleriyle ilgili yasal mevzuat getirtilerek değerlendirilip, hukuki statüsünün belirlenmesi ve sonucuna göre, sanıklar hakkında TCK'nın 158/1-d ya da 158/1-e maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun değerlendirilmesi gerekirken, denetime imkân vermeyen yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,2-Kollukta, ..., ... ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ....'nın dinlenmelerine rağmen mahkeme aşamasında, 34 kişinin dinlendiği anlaşıldığından; dinlenmeyen kişilerin, mahkemede tanık sıfatı ile dinlenmeleri ve mümkünse sanıklarla tanıkların karşı karşıya getirilmeleri, kimin kimle muhatap olduğunun teselsül hükümlerinin tespiti bakımından belirlenmesi, mümkün olmaması halinde özellikle öğrenci olan, ..., ..., ..., ..., ... ve ...'ın suç tarihi olan 27.06.2006 tarihi itibariyle fotoğraflarının temin edilip ve önden ve yandan yeni çekilmiş fotoğrafları temin edilerek eklenmesi suretiyle teşhis işlemi yaptırılması ve sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tespiti gerekirken hazırlık anlatımlarına dayalı, yeminsiz ifadeler değerlendirilerek yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafii ile sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.