Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6426 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21077 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : Mahkumiyet, beraatDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.TCK'nın 158/1-d bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Söz konusu kurum ya da kuruluşların konumunun suçun işlenmesinde kolaylık sağlayacağı düşüncesi, bu kurum ve kuruluşların bu su??ta araç olarak kullanılmasının, ağırlaştırıcı neden olmasını gerektirmiştir.Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, bunların isminin kullanılması yeterli olmayıp maddi varlığının kullanılması gerekmektedir. Araç olarak kullanılma, bu kurum veya kuruluşlara ait yazı veya belgeleri amaç dışı olarak kullanmak şeklinde olabilir. Bu kurumlara ait kimlik belgesinin gösterilmesi, basılı evraklarının, kıyafetlerinin, taşıtlarının kullanılması mağdurda güven oluşumunu sağlayacaktır. Somut olayda; katılan ...'ın kardeşi ... satın aldığı otonun teknik muayene işlemlerini yaptırmak için, sanık ...'in aracılığıyla tanıdığı trafik takip işlemleri yapan sanık ... .. araç ruhsatını verdikleri, iki gün sonra ... ... "muayene işlemlerini eleman aracılığıyla yaptırdım" diye katılanları arayıp, ruhsatı teslim ederek 380. TL para aldığı, 08/09/2005 tarihinde jandarma ekiplerinin kontrolünde araç muayenesine ilişkin kaşe ve imzanın sahte olup, Karayolları Genel Müdürlüğü kaydına girmediğinin anlaşılması şeklinde gerçekleşen olayda, sanık ...'in belgelerin düzenlenmesine iştirak ettiğine dair savunması aksine cezalandırılmasına yeterli delil elde edilemediğinden beraatine, sanık ...'nin kamu kurumunu araç olarak kullanmak suretiyle dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından cezalandırılmasına ilişkin hükümlerde aşağıda yazılı husus dışında mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine göre sanıklar müdafilerinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 168. ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesinin 5. fıkrası uyarınca, sanık ...'nun beraatine karar verilmesine göre, kendisini vekil ile temsil ettiren sanık lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasına “sanığın kendisini vekille temsil ettirdiği anlaşıldığından, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret tarifesi hükümlerine göre belirlenen 1.100 TL vekalet ücretinin hazineden alınarak sanık ...'na verilmesine” fıkrasının eklenmesi suretiyle sanık ... hakkındaki hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, sanık ... hakkında dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan hükümlerin ise doğrudan ONANMASINA, 07/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.