Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6379 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 14481 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Beraat Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Sanık ...’nin babası ... ve kardeşi ...'nin yetkilisi olduğu .... Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine ait çek hesabının bulunduğu, çek koçanlarının....., Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine ait petrol istasyonunda bulunduğu, şirket yetkililerinin 2007 yılı içerisinde umre vesilesi ile yurtdışına çıkması üzerine, sanığın şirkete ait iki adet çeki 05/01/208 tarihli, 13.000 TL bedelli ve 12/01/2008 tarihli, 17.500 TL bedelli olarak doldurup imzaladıktan sonra, söz konusu çekleri borç para aldığı katılana verdiği, suça konu çeklerin bankaya ibrazında ödemeden men talimatı bulunması üzerine şirket yetkileri hakkında yapılan icra takiplerine yetkililerin imza itirazında bulundukları ve başlatılan icra takiplerinin durduğu, bu şekilde sanığın yetkisi olmadığı halde çek keşide etmek ve bu çekleri katılana verip kullanmak suretiyle üzerine atılı “resmi belgede sahtecilik” ve “nitelikli dolandırıcılık” suçlarını işlediğinin iddia edildiği somut olayda;1-Sanığın savunmasında çekleri kendisinin keşide ettiğini, imzayı kendisinin attığını, çek keşide etmeye yetkisi olmadığını beyan etmesi ve hesap sahibi tarafından ödeme yasağı konulması karşısında, sanığın isnad olunan suçları işlediği anlaşılmakla, mahkumiyeti yerine yazılı şekilde yargılamaya devamla beraatine karar verilmesi,2-Katılanın suça konu 17.500 TL bedelli çeki borç parayı verdiği anda aldığı, diğer çeki ise 20 gün sonra aldığını soruşturma ve yargılama aşamasında alınan ilk beyanında belirttiği, ancak yargılama aşamasında aynı celse tekrar sorulması üzerine çeklerden birini 20 gün sonra, diğerini 3 ay sonra aldığını beyan ettiği ve aradaki çelişkinin giderilmediğinin anlaşılması karşısında; katılanın bir kez daha dinlenerek suça konu 17.500 TL bedelli çekin borç paranın alındığı sırada mı yoksa para alışverişinden sonraki bir tarihte mi katılana verildiğinin tespit edilerek, buna göre sanığın dolandırıcılık suçu açısından hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,3-Kabule göre de; 1136 sayılı Kanun'un 168. ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13. maddesinin 5. fıkrası uyarınca, beraat eden ve kendisini vekille temsil ettiren sanık lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.