Güveni kötüye kullanma ve dolandırıcılık suçlarından şüpheliler ...,... ve .....haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 03/06/2016 tarihli ve 2016/2622 soruşturma, 2016/2182 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik müşteki vekili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Akhisar Sulh Ceza Hakimliğinin 08/08/2016 tarihli ve 2016/1342 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 20.12.2016 gün ve .....-105-45-....-2016 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası ... Cumhuriyet Başsavcılığının 06/01/2017 gün ve 2016/401660 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığınca, iddiaların hukuksal ihtilaf niteliğinde olduğundan bahisle şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de,5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında, somut olayda; müştekinin şikayet ve delillerinin tespitine yönelik olarak beyanlarının alınması, şüphelilerin ifadesine başvurulması, gerektiğinde müştekinin şikayet dilekçesinde isimlerini bildirdiği tanıkların beyanlarının alınması suretiyle, toplanacak deliller ve yapılacak inceleme sonucuna göre şüphelinin hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerekirken, müştekinin şikayet dilekçesinden sonra hiçbir işlem yapılmadan kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği gözetilerek, itirazın bu yönden kabul edilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İncelenen dosya içeriğine göre, şüpheliler ile şikâyetçi şirket yetkililerinin ifadelerine başvurulup, sunacakları delillerin araştırılması, yine para tahsilatının hangi tarihte ve hangi hukuki ilişkiye istinaden yapıldığı, çeklere ilişkin yapılmış ise sonrasında buna ilişkin ek bedel talep edilip edilmediği hususlarının belirlenmesi amacıyla ticari defter ve belgelerinin bilirkişi marifetiyle inceletilmesi yoluna gidilmesi ile çeklerin kimin elinde olduğunun kesin olarak belirlenip, tanık beyanlarının alınmasından sonra şüphelilerin hukuki durumlarının değerlendirilmesi gerekirken, şikayet dilekçesinden sonra hiçbir işlem yapılmadan yazılı şekilde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi karşısında, Kanunun öngördüğü şekilde soruşturma yapılmasının sağlanması için merciince itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, Akhisar Sulh Ceza Hâkimliğinin 08.08.2016 tarih ve 2016/1342 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin itiraz merciince yerine getirilmesine, 20.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.