Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6279 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 14882 - Esas Yıl 2017





Dolandırıcılık suçundan şüpheliler ...... ve ......hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 05/04/2016 tarihli ve 2015/129586 soruşturma, 2016/33189 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine dair mercii İstanbul Anadolu 10. Sulh Ceza Hakimliğinin 18/05/2016 tarihli ve 2016/2572 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen gün 05/01/2017 ve 94660652-105-34-14168-2016 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası ... Cumhuriyet Başsavcılığının 16/01/2017 gün ve 2017/2148 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;Şüpheliler hakkında şirket veya kooperatifler hakkında yanlış bilgi suçundan dolayı İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 01/11/2016 tarihli yazısı ile yeni bir soruşturmanın başlatıldığı gözetilerek yapılan incelemede;5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında, somut olayda, şüphelilerin .... Kooperatifi yönetim kurulu başkanı ve genel müdürü oldukları, müştekinin ise babası ve ablası ile birlikte bahse konu kooperatife dört daire için üye olduğu, ancak kooperatifin kendilerinden toplam 147.000,00 Türk lirası peşinat ve birkaç aylık taksitleri ödemelerine rağmen inşaatlara başlamadığı ve yapmış oldukları araştırmalar neticesinde bahse konu kooperatif arazisinin kentsel dönüşüm kapsamında kaldığının belirlendiği anlaşılmakla, şüphelilerin ifadelerinin alınmadığı, kooperatifin ilgili defter ve belgeleri getirilmediği, dolayısıyla müştekinin üyelik durumunun ve ödediğini belirtmiş olduğu miktarların tespit edilmediği, ...... Belediyesi ve müteahhit firma olduğu belirtilen ....Yapı Teknolojileri Anonim Şirketi ile gerekli yazışmalar yapılmadığı anlaşılmakla, soruşturmanın genişletilmesi gerektiği cihetle, eksik soruşturma ile karar verildiği gözetilmeden itirazın yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 Sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, İstanbul Anadolu 10. Sulh Ceza Hakimliğinin 18.05.2016 tarih ve 2016/2572 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. Fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin itiraz merciince yerine getirilmesine, 20/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.