MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : TCK’nın 157/1,62/1, 52/2, 51/1-3-7, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyetDolandırıcılık suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanıklar müdafiileri ve Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;Sanıkların işbirliği içinde müştekiye sahte olduğunu bildikleri altınları 10.000 TL değerinde satarak aldattıklarının iddia edildiği olayda, bilirkişi raporunda suça konu sahte altınların reşat altını olduğunun belirtilmesi karşısında, sanık hakkında dolandırıcılık suçundan kamu davası açılmış ise de,5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 198. maddesinde yer alan, “Devlet tarafından ihraç edilip de hamiline yazılı bonolar, hisse senetleri, tahviller ve kuponlar, yetkili kurumlar tarafından çıkarılmış olup da kanunen tedavül eden senetler, tahviller ve evrak ile millî ziynet altınları, para hükmündedir.” şeklindeki düzenleme sebebiyle, milli ziynet altınları hakkında yapılan sahteciliğin, aynı Kanun’un 197/1. maddesi hükmü gereğince “parada sahtecilik” suçu kapsamında kaldığından, eylem nedeniyle mevcut delillerin takdir ve değerlendirilmesinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,Kanuna aykırı olup sanıklar müdafiileri ve Cumhuriyet Savcısı temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 15/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.