Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6081 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 14965 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Somut olayda; katılanın, sahibi olduğu ... plakalı aracı satmak için gazeteye ilan verdiği, haklarında ayrı soruşturma yürütülen ve suça sürüklenen çocuğun fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettiği ...ve ...'nin telefon vasıtasıyla katılan ile irtibat kurarak söz konusu aracı satın alacaklarını söyleyerek katılandan aracı... İlçesi ... Köyüne getirmesini istedikleri, akabinde katılanın aracı köye getirdiği, katılanı ... ve suça sürüklenen çocuğun karşıladığı, birlikte ...nın evine girrikleri, ...'nin de ...'ın evinde olduğu, burada ... ve ...'in hayvan sattıklarını, bunun parasını alacaklarını yine altınları olduğunu bunları da satarak aracın parasını peşin vereceklerini söyledikleri, yapılan pazarlık sonucunda aracın 46.500 TL'ye satımı hususunda anlaştıkları, katılanın aracın satışı için ...ya vekaletname verdiği, sonrasında parayı almak için köye döndükleri, ... ve ...'in parayı alıp geleceklerini söyleyerek suça sürüklenen çocuğu katılanın yanında bırakıp evden ayrıldıkları, uzunca bir süre sonra döndüklerinde ise, parayı temin edemediklerini, paranın bir kısmını ödeyip geri kalan kısmı için senet vereceklerini belirttikleri, katılanın da bu teklifi kabul etmesi üzerine ...’ın imzalamış olduğu 36.500 TL'lik senedi katılana verdiği, ...'ın bu esnada almış olduğu vekâlet ile suça konu aracı suça sürüklenen çocuğun annesi ...'ye satarak elden çıkardığı, daha sonra aracı saklayıp geri kalan parasını da ödemeyerek menfaat temin ettikleri anlaşılmakla; eylemin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiş; 5395 sayılı Kanun'un 3/a-2. maddesine göre kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili işlediği iddiası ile hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılan ya da işlediği fiilden dolayı hakkında güvenlik tedbirine karar verilen çocuk için suça sürüklenen çocuk ifadesinin kullanılması gerekirken sanık ifadesinin kullanılması mahallince düzeltilebilir hata olarak değerlendirilmiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocuk müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;5275 sayılı Kanun'un 106/4. maddesi uyarınca çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezalarının ödenmemesi halinde hapis cezasına çevrilemeyeceği gözetilmeden TCK'nın 52/4. maddesi uyarınca ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin ihtarına karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasında yer alan "...ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin sanığa ihtarına" ibaresinin çıkarılmak suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 01/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.