Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 596 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 7579 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği,fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Sanığın otobüs yolculuğu sırasında tanıştığı katılan ...’yı arayarak altın bulduğunu ve satmak istediğini söylediği, katılan ...’nın de eniştesi olan diğer katılan ...’a durumu anlattığı ve birlikte altınlara bakmak için sanığın ikamet ettiği Bitlis’e gittikleri, sanığın kendilerine numune olarak bir adet altın verdiğini ve tanesini 300 TL'den satabileceğini söylediği, katılanların bu altını kuyumcuya gösterdikleri ve gerçek olduğunu anlamaları üzerine, tekrar sanık ile buluştukları ve sanığa 20.000 TL verdikleri, sanığın altınları getirmek üzere yanlarından ayrıldığı ancak daha sonra geri dönmediği, katılanların parasını iade etmediği, sanığın bu şekilde üzerine atılı dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, katılanlar tarafından sanığın teşhis edildiği anlaşılmakla, sanık ve katılan beyanları ile tüm dosya kapsamına göre suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla, bu gerekçeye dayanan mahkemenin kabulünde isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık ve katılan ...’nın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak;Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,Bozmayı gerektirmiş, sanık ve katılan ...’nın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı yasanın 8.maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; Fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun'un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından, adli para cezasının uygulanmasına ilişkin olarak sırasıyla "500 gün", "416 gün" ve "8.320 TL" adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla "5 gün", "4 gün", "80 TL" adli para cezası ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.