Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5948 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 14912 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmaHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Somut olayda; sanıkların, katılan şirketten finansal kiralama sözleşmesi ile kiraladıkları eşyaların aylık taksitlerini ödememeleri üzerine, tebliğinden itibaren 60 gün içerisinde borçlarını ödemeleri, ödemedikleri takdirde finansal kiralama sözleşmesinin feshedileceği, sürenin sona ermesinden itibaren 3 gün içerisinde finansal kiralamaya konu malların şirket adresine teslim edilmesi hususlarında gönderilen ihtarnamenin usulüne uygun bir şekilde 14.09.2007 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen, malları belirtilen tarihlerde ve sonraki günlerde katılan şirkete teslim etmedikleri anlaşıldığından, eylemlerinin, 5237 sayılı TCK'nın 155/2. maddesinde düzenlenen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştirYapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekili ile sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sanıklar hakkında hükmolunan uzun süreli hapis cezalarının ertelenmiş olması karşısında, TCK’nın 53/3. maddesi gereğince, aynı maddenin 1. fıkrasının “c” bendinde yer alan kendi altsoyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından hak yoksunluğu hükümlerinin uygulanma olanağının bulunmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ile sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün olduğundan, hüküm fıkralarından “…kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmalarına” dair bölümün çıkarılması suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 31.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.