Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5878 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 1869 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmaHÜKÜM :1-Hizmet nedeniye güveni kötüye kullanma suçundan beraat 2- TCK' nın 257/2, 50/1-a ve 52/2-4 maddeleri gereğince mahkumiyet Sanığın hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan beraatına, görevi kötüye kullanma suçundan ise mahkumiyetine ilişkin hükümler katılan vekili ve sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;Avukat olan sanığın, Mersin 8. Noterliğince düzenlenen 12/11/2002 tarih ve 26612 yevmiye sayılı vekaletnameye istinaden, Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2003/437 esas ve Mersin 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2006/450 esas sayılı dosyalarında katılanın vekili sıfatıyla davalarını takip ettiği, yine Mersin 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2004/644 esas sayılı dosyasında ise, .... Başkonsolosluğunca düzenlenen vekaletnameye istinaden katılanın eşi ...'ın vekilliğini üstlendiği, sanığın söz konusu davalarla ilgili olarak masraf, ücret ve avans adı altında katılandan değişik tarihlerde toplam 49.000 TL aldığı ve gerçekte 7.000 TL masraf yaptığı halde kalan kısmı katılana iade etmeyerek uhdesinde tutmaya devam ettiği, katılanın eşi ...'ın davalı olduğu Mersin 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2004/644 esas sayılı dosyasında, davanın kabulüne dair 29/12/2005 tarih ve 2005/709 sayılı kararı süresi geçtikten sonra temyiz ederek temyiz talebinin reddine karar verilmesine sebebiyet verdiği gibi, bu kararı da temyiz etmediği, temyiz harcı için yatırılan 1.410 TL'yi iade aldığı halde müvekkiline vermeyerek uhdesinde tuttuğu iddia edilen olayda;1- Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan verilen beraat hükmünün incelenmesinde;Sanığın, katılandan masraf adı altında aldığı paraları ve iade aldığı temyiz harcını katılana iade etmeyerek uhdesinde tuttuğuna dair mahkumiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesiyle verilen beraat hükmünde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun işlendiğinin sabit olmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, delillerin takdirinde hataya düşüldüğüne ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün ONANMASINA,2- Görevi kötüye kullanma suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;Dosya arasında bulunan Mersin 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2004/644 E sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı ....'in vekili vasıtasıyla 26/10/2004 tarihinde katılan ..., .... ..., .... ve sanık ... aleyhine tapu iptal ve tescil davası açtığı, sanığın, bu davanın yargılama aşamasında ...'ın vekili olarak görev yapmadığı, dosyada kendisinin de davalı konumunda bulunduğu, yapılan yargılama sonucunda 29/12/2005 tarih ve 2005/709 sayılı karar ile davanın sanık ... yönünden feragat nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden ise davanın kabulüne ve tapu kayıtlarının iptaline karar verildiği, gerekçeli kararın davalı ...'a 07/03/3006 tarihinde tebliğ edilmesinden ve 15 günlük yasal temyiz süresinin sona ermesinden sonra, ...'ın ... Başkonsolosluğunca düzenlenen 13/04/2006 tarihli vekaletnameyle sanık avukatı vekili olarak tayin ettiği, sanığın da bu vekaletnameye istinaden 19/04/2006 havale tarihli dilekçeyle Mersin 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2004/644 E, 2005/709 K sayılı ilamını davalılar ... ve .... vekili sıfatıyla temyiz ettiği, Mersin 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 27/04/2006 tarihli ek kararla yasal süresinden sonra yapılan temyiz talebini reddettiği ve anılan ek kararın 04/05/2006 tarihinde sanık avukata tebliğ edildiği, sanığın bu ek karara karşı temyiz talebinde bulunmadığı anlaşılmakla; sanığın, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek temyiz talebinin reddedilmesine sebebiyet vermediği, ... tarafından vekil olarak görevlendirildiği tarihte (13/04/2006) zaten yasal temyiz süresinin geçmiş olduğu, bu nedenle müvekkilinin zararına neden olmadığı halde, yasal unsurları itibariyle oluşmayan atılı suçtan beraatı yerine yazılı şekilde mahkumiyetine hükmolunması,Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.