Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 5840 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 16455 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmaHÜKÜM : TCK’nın 155/2, 62/1, 52/2, 51/1-3 maddeleri gereğince mahkumiyet Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Sanığın katılanların muhasebeciliğini yaptığı, şikayetçilerin kendisine vergi ve sigorta borçlarından dolayı ödemesi için verdikleri paraları ödemediği, bu suretle sanığın hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia edilen olayda,Maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti açısından, öncelikle sanık ile katılanlar ve şikayetçi arasındaki muhasebe işlemlerinin yapılmasına ilişkin sözleşmeler var ise birer suretinin dosyaya konulmasının temini, iddia konusu yıllara ilişkin sanığa ödenmesi için verdikleri ancak Vergi Dairesine ödenmeyen borçların sorularak, sanığa vermiş oldukları paraları ne şekilde verdiklerinin sorulup, ellerinde buna dair belgeler var ise getirtilerek yeterli araştırma ve inceleme yapıldıktan sonra, Serbest Muhasebecilerin 3568 sayılı Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirlik Kanunu'nun 2/A maddesinde belirtilen görevler arasında “vergi borcunu yatırmak” gibi bir görevin olmadığı, ayrıca Türkiye Serbest Muhasebeciler Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliğinin Mecburi Meslek Kararları'na ilişkin 26.01.1996 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 1996/1 sayılı genelgesinin 1. maddesinde yer alan "meslek mensupları, müşteri adına üçüncü kişilere ödeme yapmak üzere her ne isim altında olursa olsun mali değerler alamazlar" şeklindeki hükmüne göre; sanığın, vergi ve SSK prim borcunu yatırmak üzere katılanlardan ve şikayetçilerden aldığı paraları kurumlara yatırmayarak özel işlerinde kullandığının sübutu halinde, şikayete ve uzlaştırmaya tabi olan 5237 sayılı TCK'nın 155/1. maddesinde düzenlenen güveni kötüye kullanma suçunu oluşturacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,Kabule göre de;a) Sanığın 7 defa 10'ar gün adli para cezasının TCK' nun 52/2 maddesi gereğince günlüğü 20 TL' den paraya çevrilmek suretiyle 7 defa ayrı ayrı 200 TL adli para cezası ile cezalandırılması yerine, yazılı şekilde para cezaları toplanarak 1.400 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi,b) Hapis cezası ertelenen sanık hakkında, denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi hâlinde; ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğine yönelik ihtarın yapılmaması suretiyle TCK'nın 51/7. maddesine ve denetim süresinin iyi hâlli olarak geçirilmesi halinde, cezanın infaz edilmiş sayılacağının bildirilmemesi suretiyle TCK'nın 51/8. maddesine aykırı davranılması,Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 Sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK.un 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.