MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Mala zarar vermeHÜKÜM : Beraat, mahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.Sanıkların, katılanın Baharlı Köyü 133 parselde bulunan zeytinliğindeki dört adet zeytin ağacını keserek zarar verdiklerinin iddia edildiği olayda, mahkemenin sanık ...'in suç işleme kastının bulunmadığı gerekçesine dayanan beraat kararında; sanık savunması, katılan ifadesi, görgü tespit tutanağı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre suçun sanıklar ... ve ... tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkumiyet kararında bir isabetsizlik bulunmamıştır. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde g??sterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;1136 sayılı Kanun'un 168. ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13.maddesinin 1. fıkrası uyarınca, mahkumiyet kararı verilmesi halinde, kendisini vekille temsil ettiren katılan lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasına "katılanın kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenen 1.000 TL vekalet ücretinin sanıklar ... ve ...'dan alınarak katılana verilmesi" fıkrasının eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 27.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.