Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5766 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 14417 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılıkHÜKÜM : TCK'nın 158/1-e, 43, 62, 52/2, 53.maddeleri gereğince mahkumiyet Nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmü o yer Cumhuriyet Savcısı ve sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;Sanığın, Burhaniye Ceza İnfaz Kurumunda 27/09/2002 - 15/11/2011 tarihleri arasında doktor olarak görev yaptığı, eşi sigortalı olarak başka bir kurumda çalışmasına rağmen, kurumuna eşinin çalışmadığını beyan ederek toplam 7.688,78 TL aile yardımı aldığı, ayrıca görevden ayrılırken de, düzenlenen sürekli görev yolluğu bordrosunda eşini de beyan etmesi nedeniyle toplam 378,50 TL'nin de kendisine ödendiği, bu şekilde sanığın nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda,5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 55/son maddesi ve Sosyal Sigortalar Yoklama Yönetmeliğinin 73 ve devamı maddesi ile ilgili tebliğin 6 ve 7.maddeleri kapsamında; "Gelir veya aylık almakta iken ölen ya da gerekli koşulları kaybedenlerin zamanında belirlenerek, öncelikle bunlar adına yapılan ödemelerin durdurulması, daha sonra da gelir/aylığın kesilerek varsa yersiz ödemelerin geri alınması amacıyla bu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen usul ve esaslar dahilinde yoklama işlemleri yapılır. Kurum gerekli gördüğü zaman ve hallerde belirleyece??i yöntemlerle gelir veya aylık alanlarla bunların veli, vasi, kayyım ve vekillerinin, tebliğin 6.maddesinde yer alan bilgilerinin tespiti amacıyla yoklama yaptırabilir. Yoklama işlemi gelir veya aylık ödeyen bankalar ve PTT şubelerine de yaptırabilir. Kurumca, gelir/aylık alma şartlarının devam edip etmediğinin tespiti amacı ile gerekli görülen hallerde, kendi mevzuatlarına göre kayıt veya tescil yapan ilgili kurum, kuruluş, birlik ve odalar ile vergi dairelerinden usulüne göre düzenlenmiş belge istenebilir, Kurum ödemeler kütüğü ile Nüfus ve Vatandaşlık işleri Genel Müdürlüğünün nüfus kütükleri her ay 15 günü geçmemek üzere belirli periyotlarla karşılaştırılarak, cinsiyet değişikliği, ölüm ve evlenme nedeniyle gelir ve aylık alma hakkını yitirdiği tespit edilen sigortalı ve hak sahiplerinin gelir/aylık ödemeleri durdurulur" hükümlerini amirdir. 5510 sayılı Kanun'un 96.maddesine göre; "kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler; kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden, kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren yirmidört ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, yirmidört aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu sürenin sonundan; itibaren hesaplanacak olan kanuni faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır" hükmünü içerdiği, bu hukuksal bilgiler ışığında somut olay incelendiğinde, sanığın, hileli bir hareketinin bulunmadığı, sanığın eşinin, sanığın işe başladığı tarihte henüz sigortalı olmadığı, daha sonra sigortalı olduğunun da, kurum tarafından yapılacak küçük bir araştırmayla öğrenilebileceği, sanığın, kurumun denetleme yükümlülüğünü ortadan kaldırmadığı, bu nedenle nitelikli dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı anlaşılmakla sanığın 5271 sayılı CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince beraatine hüküm verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet hükmü verilmesi,Kabule göre de;a-5237 sayılı TCK'nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f) (i) ve (k )bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği ve haksız menfaat miktarının 8.067 TL olduğu gözetilmeksizin, TCK'nın 158/1-f. son maddesi gereğince temel cezanın eksik olarak belirlenerek sonuç itibariyle 16.780 TL yerine 16.660 TL belirlenerek eksik adli para cezası tayini,b- 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,Kanuna aykırı olup, o yer Cumhuriyet Savcısı ve sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 08/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.