Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5675 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 360 - Esas Yıl 2017





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : Ayrı ayrı TCK'nın 157/1, 52, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet Dolandırıcılık suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık ... müdafii ve sanık ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:.... Belediye Başkanı olan katılanı arayan kişinin kendisini .. Milletvekili .... olarak tanıtarak yardıma muhtaç öğrenciler ve şehit aileleri için yardım istemesi üzerine katılanın verilen hesaplara paralar yatırdığı, sonrasında aynı şahsın yine telefon ile arayarak...... depremi nedeni ile ..... Danışmanının ...'dan İzmir'e yerleştirildiğini, çok mağdur olup yeni bir ev alacağını belirtip yardım istediği, bunun üzerine katılanın kendini.... Danışmanı ... olarak tanıtan kişi ile telefonla birçok kez görüştüğü, bu kişinin sürekli telefonda kendisini acındırarak babasını depremde kaybettiğini, depremde zarar gördüğünü söylemesi üzerine katılanın verilen hesaplara birkaç kere para gönderdiği, bu suretle sanıkların dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edilmesi karşısında; eylemin, hükümden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 14. maddesi ile 5237 sayılı TCK'nın158/1.maddesine eklenen (L) bendi kapsamında öngörülen nitelikli dolandırıcılık fiiline ilişkin delillerin takdiri ve değerlendirme yetki ve görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerektiği zorunluluğu,Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafii ve sanık ...'ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükümlerin bu nedenle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 07/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.