Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5665 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16227 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Kamu malına zarar vermeHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü; Mala zarar verme suçu, başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanılış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma,suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. Somut olayda; başka bir suçtan ... Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda hükümlü olarak bulunan sanığın 3 numaralı müşahede odasında kaldığı sırada maddi imkansızlığı nedeniyle sigara alamadığı, infaz koruma memurlarına sigara temin etmeleri için ısrarda bulunduğu, bu talebinin yerine getirilmemesi üzerine sanığın odada bulunan yatak, battaniye ve yastık gibi cezaevi idaresine ait eşyaları bir araya getirip yakarak zarar verdiği sabit olmakla kamu malına zarar verme suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Sanığın, ... Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda kalmaktayken, davanın görüldüğü asıl mahkeme olan Ceyhan 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nce 05.11.2010 tarihli celsede savunmasının alındığı ve bir sonraki celsede hazır edilmesi için cezaevi idaresine müzekkere yazıldığı, ancak sanığın başka cezaevine nakledilmesi nedeniyle mahkumiyet kararının verildiği bir sonraki celsede hazır edilmemiş ise de; sanığın asıl mahkemede savunmasının alınmış olması ve başka bir cezavine nakledildikten sonra esas mahkeme huzurunda duruşmaları takip etmek istediğine ilişkin bir talebinin olmaması; ayrıca sanığın savunması alındıktan sonra yüzüne karşı okunan adli sicil kaydının içeriğini doğrulaması karşısında savunma hakkının kısıtlanmasından söz edilemeyeceğinden tebliğnamedeki bozma isteyen düşüncelere iştirak edilmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak ;1 yıl hapis olarak tayin edilen temel cezadan, TCK'nın 152/2. a maddesi uyarınca ¼ oranında artırım yapılırken, “1 yıl 3 ay” hapis cezası yerine, hesap hatası yapılarak “1 yıl 4 ay” hapis cezasına hükmedilmesi suretiyle fazla ceza tayini, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından “1 yıl 4 ay” ibaresi çıkartılarak yerine “1 yıl 3 ay” ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 26.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.