MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Sanığın sübut bulan eylemi nedeniyle mahkemece, TCK'nın 61. maddesinde belirlenen "cezanın belirlenmesi" ölçütleri nazara alınarak hükmolunan cezalarda teşdit uygulaması yapılmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır....i'de ikamet eden ve karı-koca olan katılanların, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünden komiser .... ile (Cumhuriyet savcısı ile) telefonda görüştüklerine inandırılıp "...terör örgütü ile bağlantılı üçüncü şahıslar kimlik bilgilerinizi kullanıyorlar... adınıza 175.000 TL'lik kredi başvurusu yapmışlar... bizimle işbirliği yapar ve talimatlarımıza uyarsanız onları yakalamamızı sağlarsınız, aksi halde örgütle işbirliği yaptığınız suçlamasıyla karşılaşırsınız...gözaltına alınır, tutuklanırsınız..." şeklindeki söylemlerle kandırılıp önce katılan ...'nin sonra da eşi-katılan ...'nın ayrı ayrı yönlendirilip ziynet bozdurtmak, araç sattırmak suretiyle şikayetçilerin ellerine geçen 3.280 ve 7.600 TL'den ibaret paraların sanık adına ... şubesinde açılmış hesaba ATM cihazından havale edilmesinin sağlanması ve bu miktarların sanık tarafından aynı bankanın ... şubesinden aynı gün içinde çekilmesi eylemlerinin katılanlara karşı ayrı ayrı "dolandırıcılık" suçlarını oluşturduğu iddia edilen somut olayda;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık ve müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Şikayetçi...'nin 03.01.2014 tarihli polisteki ifadesinde; kendisinin kullanımında olan ...9843 no'lu cep telefonunu hiç kapatmaksızın yönlendirildiğini, havaleyi yaptıktan sonra "savcı ile görüştüreceklerini" belirterek eve gitmesini ve telefonu eşi-şikayetçi ...'ya vermesinin ve eşi ile de konuşmaların-yönlendirmenin devam ettiğini bildirmesi karşısında; aynı hane halkı bireylerinin kesintisiz telefon konuşmaları ile aldatılıp onlardan haksız yarar sağlanması eylemlerinin "aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek fiille işlenmesi" halinin mevcudiyeti nedeniyle sanık hakkında TCK'nın 43/2. maddesinin tatbiki gerekirken yazılı şekilde mağdur sayısınca iki ayrı suçtan mahkumiyet kararları verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, başkan vekili....'nın değişik gerekçesi ile 15/01/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.