Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5455 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 13336 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Somut olayda; sanık ...'in resmen başka bir kişiyle evli olduğu halde şikayetçi ...'a dul olduğunu söyleyerek onu evlenme bahanesiyle kandırdığı, bu amaçla kendisine bir takım eşyalar aldırıp evine alışverişler yaptırdığı, 2008 yılı Mayıs ayı içerisinde sanığın “resim nikah olmazsa dini nikah yaptırırız” diyerek yanında kız kardeşi ... olduğu halde şikayetçi ile camide buluştukları, sanığın şikayetçinin elinde bulunan 500 TL parayı alarak camiden kaçtığı, sanığın bu suretle evlenmek vaadiyle hileli davranışlarla şikayetçiyi kandırarak, değişik zamanlarda para aldığı, evine bir kısım eşyalar aldırdığı ve masraf gördürdüğü, sanığın kendi yararına haksız menfaat elde ettiği anlaşılmakla mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine; ancak, Sanık hakkında temel ceza tayini sırasında hürriyeti bağlayıcı cezanın alt sınırdan belirlendiği halde adli para cezasının alt sınırdan uzaklaşılarak tespit edilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1.maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak, yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla "200 gün" “250 gün” “208 gün” ve "4.160 TL" adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla "5 gün" “6 gün” “5 gün” ve "100 TL" adli para cezası ibaresinin eklenmesi, suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 25.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.