Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 5366 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 10247 - Esas Yıl 2012
Tebliğname No : 11 - 2010/75063MAHKEMESİ : Yalova 1.Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 03/07/2009NUMARASI : 2007/379 (E) ve 2009/438 (K)SUÇ : DolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği,fiille olan ilişkisi,mağdurun durumu,kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Katılanın, ikindi namazını kılıp camiden çıktığı sırada tanımadığı bir şahsın yanına gelerek "Hacı ağabey baksana, türbanlılar fuhuş yapıyorlar, bak gidiyorlar" dediği, katılanın buna karşılık "türbanlılar böyle şey yapmaz, yaparlarsa da ayıp ederler" dediği, tam o sırada bu sefer sanığın katılanın yanına geldiği ve kendisini polis Celal olarak tanıtıp, cebinde bulunan polis kimliği olduğunu iddia ettiği kimliği göstererek, polis olduğunu söyleyip ve bulunduğu yerin yan tarafında bulunan bir evi işaret ederek," bu evde fuhuş yapılıyor, bu ev gözetim altında, sen ne iş yapıyorsun” dediği ve katılanın emekli imam olduğunu söylemesi üzerine, sanığın "Utanmıyor musun, seni rezil ederim, seni deşifre ederim" şeklinde söylenmeye başladığı, bu arada katılanın sanığa bir takım nasihatlarda bulunması nedeni ile, sanığın katılana "bu hafta polis haftasıdır,150 TL para ver, biz bu parayı, şehit ailelerine, şehit polisleri vakfı kanalı ile yardımda bulunuyoruz" dediği ve katılanın üzerini arayarak, katılanın üzerinden çıkan 100 TL parayı aldığı ve bunu şehit polisleri vakfına yardım olarak alıyorum, makbuzunu keserim dediği ve sonrasında ortadan kaybolduğunun iddia edilmesi karşısında; sanığın katılana yönelik dolandırıcılık eylemi sırasında kendisini polis memuru olarak tanıtıp, ona polis kimliğini gösterdiğinin iddia olunması karşısında; eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 158/1-d maddesinde düzenlenen “kamu kurum ve kuruluşlarını araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi yerine, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş olup sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sonuç ceza miktarı itibariyle sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 24/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.