Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 526 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 24315 - Esas Yıl 2014





Mala zarar verme suçundan sanık ...'in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 151/1, 62 ,51 ve 53 maddeleri gereğince; 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmolunan cezanın ertelenmesine dair .. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 24.04.2012 tarihli ve 2012/316 esas, 2012/380 karar sayılı kararı lehine vaki temyiz istemi üzerine onama talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08.10.2013 tarihli tebliğnamesi ile dairemize gönderilmiş, Dairemizin 13.11.2014 tarih ve 2013/28049 Esas 2014/18831 sayılı kararıyla sanık ... hakkındaki mala zarar verme suçundan kurulan hükmün onanmasına karar verilmiştir.6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesi üzerine anılan kanunun 99. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nın 308. maddesi uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan itiraz üzerine Dosya incelenerek gereği düşünüldü.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz dilekçesinde ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden KABULÜNE, 13.11.2014 tarih ve 2013/28049 Esas 2014/18831 sayılı kararının sanık ...'e ilişkin kısmının KALDIRILMASINA, Sanık ... hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma,yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. Sanıklardan ... ile ...'in seyyar olarak çevre düzenleme ve parke işleri yaptıkları, beyanlarına göre katılana ait 414 metre kare büyüklüğündeki arsada bulunan tek göz oda şeklindeki karkas binanın yakınlarında iş yaptıkları, temyiz dışı sanık ...'un kullandığı kepçe üzerindeki numarayı arayarak söz konusu binayı sahibinin haberi ve rızası olmadan yıktırdıkları somut olayda; sanıkların söz konusu binada tinercilerin kaldığını, çevreye rahatsızlık verdiklerini, hatta bir keresinde kendilerine de saldırdıklarını bu nedenle binanın yıkımı için temyiz dışı sanık ...'u çağırdıklarını savunmalarına rağmen, mala zarar verme suçunun genel kast ile işlenen suçlardan olması, sanıkların tinercilerden kurtulmak amacıyla mala zarar verme kastları olmaksızın eylemi gerçekleştirdiklerini beyan etmelerinin suç kastını ortadan kaldırmayacağı, katılanın rızası hilafına sahibi olduğu binayı yıktırdıkları gözetildiğinde mala zarar verme suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-TCK'nın 51/7. maddesindeki "...ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verilir." hükmüne aykırı olarak "... sanığın ertelenen cezasının tamamen infaz kurumunda çektirilmesine" karar verilmesi,2-Mahkum olduğu hapis cezası ertelenen sanık hakkında kendi altsoyu dışındakiler üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksun bırakılma kararı verilmesi gerektiği gözetilmeyerek 53/3. maddesinin 1. cümlesine aykırı davranılması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak; yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan hüküm fıkrasının TCK'nın 51/7. maddesininin uygulanmasına ilişkin kısmına "tamamen" kelimesinden önce gelecek şekilde "kısmen veya..." ibaresi yazılmak ve TCK'nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısma "5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlü hakkında 1. fıkranın (c) bendinde yer alan kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerinin kullanılmasına ilişkin yasaklama hükmü uygulanamayacak olması nedeniyle, bu sayılanlar dışındakiler yönünden uygulanmasına" ibaresinin eklenmesi buretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 15.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.