Tebliğname No : 11 - 2010/13447MAHKEMESİ : Kütahya 1. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 27/05/2008NUMARASI : 2007/465 (E) ve 2008/285 (K)SUÇ : Dolandırıcılık Dosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Somut olayda; 09.02.2007 tarihinde şikayetçi Naciye, 12.07.2007 tarihinde ise mağdure Ayşe ve şikayetçi Gülsüm'ün farklı mahallelerdeki evlerine gelen ve 13.07.2007 tarihinde benzer bir eylemde bulunduğu iddiasıyla yakalandığında teşhis edilen sanığın, Allah rızası için para istemesi onlardan bozukluk para almasını müteakip, birer bardak su isteyip, içmesinin ardından genelde şikayetçi veya ailesi hakkında bazı kehanetlerde bulunup onları etki alanına çekmesi, oluşturduğu mistik diyalog ortamında, şikayetçilerden pirinç-yazma (tülbent) isteyip okuyup-üfleme, dua etme suretiyle yazma (tülbent) içine konulacak para, değerli eşyayı çoğaltabileceğini söyleyerek onları inandırması, şikayetçi Naciye'den 20 TL ve kolye, mağdure Ayşe'den 100 TL ve yüzük, şikayetçi Gülsüm'den ise miktarı tartışmalı parayı alıp, yazma (tülbent) içine koyup-koydurup düğüm atması-attırması sonrasında şikayetçi Naciye'ye "...7 hane dolanıp geleceğim" diyerek elindeki yazma (tülbent) ile yanından ayrılması, mağdure Ayşe ve şikayetçi Gülsüm'e ise, yazma (tülbent) içine konulan eşyayı hissettirmeden aldıktan sonra "...bunu yatak odasındaki yastığın (veya sedirin) altına koy, ben okudum, ikindi namazından sonra (veya ben gittikten bir süre sonra) açarsın.." diyerek onların yanından ayrılmak suretiyle haksız yarar sağlaması eylemlerinin "dolandırıcılık" suçlarını oluşturduğunun iddia ve kabul olunması karşısında, eylemlerin temas ettiği, 5237 sayılı TCK'nın 158/1-a maddesinde düzenlenen "Dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle" nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir ve tartışmanın üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, duruşmaya devamla yazılı şekilde hükümler kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMK'nın 307/4. maddesi uyarınca hükmolunan cezalar yönünden kazanılmış hakların saklı tutulmasına, 20.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.