Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 5068 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 11556 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Yukarıdaki ilkeler ışığında somut olay incelendiğinde;Şikayetçinin çalışmakta olduğu benzin istasyonuna gelen sanığın, ... firmasından geldiğini, yazar kasa kartuşlarını değiştireceklerini ve yeni versiyon program yükleyeceklerini, programı yükleyecek kişinin öğleden sonra gelip yükleme yapacağını söyleyerek 4 kutu kartuş bırakıp inandırdığı şikayetçiden 780,00 TL para alıp gittiği olayda, mahkemenin "dolandırıcılık" suçunun oluştuğuna yönelik kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1) Hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde ayrıca yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınması gereken tam gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak tayini suretiyle çelişkiye düşülmesi,2) 5237 sayılı TCK'nın 53/4. maddesi uyarınca kısa süreli hapis cezası ertelenmiş sanık hakkında anılan maddedeki hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasındaki adli para cezasının belirlenmesine ilişkin bölümlerdeki "25 gün", "500,00 TL" ibarelerinin yerine sırasıyla "5 gün", "100,00 TL" ibarelerinin eklenmesi, hüküm fıkrasından 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısmın tamamen çıkartılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 19.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.