Tebliğname No : 11 - 2010/313544MAHKEMESİ : Sakarya 1. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 03/06/2010NUMARASI : 2009/432 (E) ve 2010/138 (K)SUÇ : Nitelikli dolandırıcılk, resmi belgede sahtecilikDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;Failin bir kimseyi kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının, özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin, kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır. Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsabilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır.Bilişim sisteminden maksat, verileri toplayıp yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır.Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.Katılan P.. Organizasyon Programcılık Görüntü Sistemleri Tic. Ltd. Şti'ye ait olup, 31/01/2007 tarihinde iş yerinde bulunan kasadan çalınan boş çek yapraklarından suça konu 3150421 numaralı, 16/07/2007 keşide tarih ve 37.600 TL bedelli olarak doldurulan çekin, sanık tarafından A.. A.. Sakarya şubesine kredi borcuna karşılık verildiği, sanığın bu şekilde nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediği iddiasıyla yapılan yargılama sonucunda; sanığın savunmalarında, Adapazarı'nda faaliyet gösteren D. Süt ve Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti'nin ortağı ve sorumlu müdürü olduğunu, çekte ikinci ciranta olarak görülen Ü. Ç. isimli şahsın 21/03/2007 tarihinde, Ümraniye'deki iş yerine gelerek şirkete ait ... plakalı 2003 model aracı satın almak istediğini, 45.000 TL satış bedeli üzerinde anlaşmaları üzerine, peşinat olarak 7.400 TL nakit para ile birlikte suça konu çeki verdiğini, kendisinin de bu çeki kredi borcuna mahsuben A.. A.. Adapazarı şubesine verdiğini beyan etmesi ve aracın satışına ilişkin Ü. Ç. ile aralarında imzaladığı protokolü ibraz etmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından, Ü..Ç. isimli şahsın sanığın 08/04/2009 tarihli savcılık ifadesinde bildirdiği adresleri ile ibraz ettiği protokol altında bulunan adres ve telefon numarasından kollukmarifetiyle detaylı olarak araştırılması, gerçekte var olup olmadığının belirlenmesi, bulunması halinde, bilgi sahibi sıfatıyla ifadesi alınarak, çekle olan ilişkisi, sanık, katılan şirket ve suça konu çek emrine düzenlenen, aynı zamanda 1. ciranta olarak görünen İ.. A..'ı tanıyıp tanımadığı, aralarında ne şekilde bir ticari ilişki olduğu, çekteki cironun kendisine ait olup olmadığı, kendisine ait olduğunu kabul etmesi halinde çeki kimden ve hangi ticari ilişkiye istinaden aldığı hususu sorularak varsa buna ilişkin belgelerini ibraz etmesinin sağlanması, gerekli görüldüğü taktirde; sanık, keşideci, ulaşılması halinde 1. ciranta olarak görünen İ.. A.. ve 2. ciranta olarak görünen Ü.. Ç..'nin yazı ve imza örnekleri alınarak, çekteki yazı ve imzaların bu kişilere ait olup olmadığı ve çekin sahte olarak düzenlenip düzenlenmediğinin kesin olarak belirlenmesi için çek aslı üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması, Ü.. Ç.. ile 53.000 TL bedelli başka bir ticari alışverişinin de bulunduğunu belirten sanıktan bu ticari ilişkiye dair fatura, irsaliye veya benzeri bir belgenin bulunup bulunmadığı sorularak, bulunması halinde dosya arasına getirtilmesi, sanığın suça konu çeki A.. A.. Adapazarı şubesine kredi borcuna mahsuben verdiğini beyan ettiği dikkate alınarak suça konu çekin önceden doğmuş bir borç için verilip verilmediğinin belirlenmesi bakımından, A.. A.. Adapazarı şubesine çekin kim tarafından ve ne sebeple şubeye verildiğinin sorulması, bütün deliller toplandıktan sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeyerek, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısı ve katılanlar vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.