Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 50 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 12273 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Dolandırıcılık, sahtecilikHÜKÜM : 1-Sahtecilik suçundan; TCK’nın 204/1 ve 53. maddeleri uyarınca mahkûmiyet 2-Dolandırıcılık suçundan; TCK’nın 158/1-f-son, 52, 53. maddeleri uyarınca mahkûmiyetNitelikli dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafi tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü.Sanığın, şikâyetçi ...’den almış olduğu 1.946,06 TL tutarındaki plastik torba karşılığında hesap sahibi olan ...’dan çalınmış suça konu çeki 4.800,00 TL bedelli olarak düzenleyerek verdiği, kendisine verdiğini söylediği kişinin açık kimlik ve adres bilgilerini veremediği gibi ticari ilişkiye kanıt oluşturabilecek fatura veya makbuz da sunamadığının anlaşıldığı olayda;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1-Resmi belgede sahtecilik suçu yönünden yapılan incelemede;Belgede sahtecilik suçlarında, çekin unsurları ve aldatıcılık yeteneğinin mahkemece değerlendirilmesi gerekeceğinden hareketle; suça konu çekin mahkeme tarafından duruşma tutanağına özellikleri yazılmak suretiyle iğfal kabiliyetinin olup olmadığının tespitinden sonra, tüm deliller tartışılarak, sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,2)Dolandırıcılık suçu yönünden yapılan incelemede; a)Sanık tarafından elde edilen haksız menfaat miktarının 1.946,06 TL olduğu gözetilmeden, zarar miktarının 4.800,00 TL olduğu gerekçesiyle hükümde yer alan gün adli para cezasının bu meblağa göre belirlenmesi suretiyle fazla ceza tayini, b)Mağdur ... vekilinin hükümden sonra verdiği dilekçede, tüm zararlarının sanık tarafından karşıladığını belirterek şikayetlerinden vazgeçmeleri karşısında, zararın hangi aşamada karşılandığı araştırıldıktan sonra, TCK’nın 168. maddesinde yer alan etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma koşullarının oluşup oluşmadığının karar yerinde tartışılması suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine, yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 09.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.