Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4973 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 11642 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 15 - 2011/263248MAHKEMESİ : Ürgüp Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 05/05/2011NUMARASI : 2010/196 (E) ve 2011/127 (K)SUÇ : DolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır. Sanık M.. Y..'ın, bir arkadaş ortamında tanıştığı katılan E.. S..'ya kendisini sivil askeri memur olarak tanıtıp, katılan'a da benzer bir iş bulacağı vaadinde bulunduğu, söz konusu işi ayarlamak amacıyla da katılandan sabıka kaydı, diploma fotokopisi, özgeçmiş, fotoğraf, nüfus cüzdanı gibi bir kısım belgeler istediği, ayrıca bulunduğu yerden katılan adına sağlık raporu alacağından bahisle 150 TL tutarında para istemesi üzerine katılanın sanığın hesabına parayı yatırdığı, daha sonra sanığın paranın yetmediğini söyleyerek 300 TL daha istediği, katılanın bu miktarı da sanığa ait hesaba yatırdığı, bu tarihten 15 - 20 gün sonra Ürgüp'e katılanın yanına gelen sanığın bu kez iş için bilgisayar sertifikası almasının gerekli olduğunu söyleyerek bunun için gerekli olduğunu söylediği 270 TL tutarındaki parayı katılandan aldığı, bilahare iş için ufak bir pürüz kaldığını ve tamamlanması için 100 TL tutarında daha paraya ihtiyaç olduğunu söylediği, katılanın bu isteğe uyarak 105 TL tutarındaki parayı da yine sanığa ait hesaba yatırdığı iddia edilen olayda; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,1)Sanığın, 18.06.2010 ila 19.07.2010 tarihleri arasında, 5 ayrı seferde ve farklı gerekçelerle katılandan toplam 875 TL haksız menfaat elde etmek şeklinde gerçekleştirdiği eylemlerinin zincirleme suç oluşturup oluşturmadığının kararda yerinde tartışılması gerekeceğinin gözetilmemesi,Kabul ve uygulamaya göre;2)Hükmolunan hapis cezası, takdiren asgari hadden tayin olunduğu halde aynı gerekçe ile hapis cezası yanında hükmolunan gün adli para cezasına esas alınan birim gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak 60 gün olarak tayini suretiyle gerekçede çelişkiye düşülmesi, 3)Kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53/4. maddesi uyarınca anılan Kanun'un 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.