Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 497 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20632 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Zincirleme nitelikli güveni kötüye kullanmaHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Hükmün gerekçe kısmında, dosya kapsamına uygun olarak "...zararın tamamen giderilmediği..." hususu kabul edilmiş olmakla CMK'nın 231/5-c maddesinde yer alan şartın gerçekleşmediği nazara alındığında tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması,malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Katılanın temsilcisi olduğu ... Mühendislik...Ltd. ticari ünvanlı şirkette 12.11.2004 tarihinden itibaren muhasebe sorumlusu ve finansman yetkilisi olarak çalışmaya başlayan sanığın çalıştığı dönem içinde özellikle 01.01.2006-26.07.2006 tarihleri arasında, imzasını havi 20.07.2006 tarihli listede yer alan gerçek veya tüzel kişilere gerçekte ödeme yapmadığı ve ödeme makbuzunu ibraz etmediği halde kayıtları bu şekilde oluşturmak suretiyle şirket parası üzerinde zilyedliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunması eyleminin "zincirleme nitelikli güveni kötüye kullanma" suçunu oluşturduğu iddia edilen somut olayda;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafii ile katılan vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sanık hakkında TCK'nın 62. maddesinin uygulanmasında; adli para cezasının hesaplanmasına esas alınan "gün birim sayısının" 208 yerine 202 gün olarak belirlenmesi ve neticesinde de 4.160 yerine 4.040 TL adli para cezasına hükmolunması,Bozmayı gerektirmiş katılan vekili ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak; yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan hüküm fıkrasının üçüncü paragrafında yer alan "202" ve dört ve beşinci paragraflarında yer alan "4.040" rakamlarının çıkartılarak yerlerine sırasıyla "208" ve "4.160" rakamları yazılmak suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA 16.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.