Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4962 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16174 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Mala zarar vermeHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;TCK’nın 53. maddesinin uygulamasında herhangi bir isabetsizlik olmadığından tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan,söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. Somut olayda;sanığın, tutuklu olarak yattığı ... Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundaki müşahade amaçlı koyulduğu hücredeki lavaboyu kırdığı şeklinde gerçekleşen eyleminin mala zarar verme suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sanığın sabıkasına esas mahkumiyet hükümlerin bir kısmının 18 yaşından küçükken işlemiş olduğu suçlara ilişkin olması, diğerlerinin ise, kesinleşme tarihi itibariyle tekerrüre esas olmadıklarının anlaşılması karşısında; sanık hakkında TCK’nın 58. maddesi gereğince tekerrür hükümlerinin uygulama şartlarının oluşmadığının gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından tekerrüre ilişkin bölümlerin çıkarılarak, sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 18/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.